Yabancı-Kitap Özeti-Albert Camus

tarafından
238
Yabancı-Kitap Özeti-Albert Camus

Kitap Hakkında
Nihilizmi hayatının merkezine koymuş karakter ve onun herkese ve her şeye hatta kendine bile yabancı tavırları eserin yıllarca tartışılmasına neden olan en önemli özelliğidir. Albert Camus, Yabancı isimli kitabı başkarakteri olan Mersault, hiçbir şeyi önemsemeyen ve kaygı duymayan, sevinçleri kadar üzüntüleri de yokmuş gibi görünen bir adamdır. Hayatının sonunu da bu kayıtsızlığı ve vurdumduymazlığı getirecektir. Albert Camus, Yabancı kitabı için söylenecek çok şey olmasına rağmen özet olarak nihilist bir roman olduğu söylenebilir. Albert Camus, 1942’de yazdığı bu romanda ayrıca bireyin kendine ve topluma olan duygusal yabancılığını da işler.

Yabancı- Kitap Özeti

Romanın başkahramanı Mersault, bir bakımevinde kalan annesinin öldüğünü öğrenince cenaze işlemlerini yapmak için bakımevinin olduğu bölgeye gider. Ne yolda ne de cenazeyi teslim alırken herhangi bir duygu belirtisi göstermez. Bu durum insanların da dikkatini çeker ve onu ayıplarlar. Mersault için annesinin ölmesi elbette üzücüdür ve bunu kabullenir. Fakat içten içe zaten annesinin çektiği acıların son bulması için ölümünü beklemiş hatta olmasını da istemiştir. Gece boyunca annesinin cenazesinin yanında kalır. Ama ufacık bir üzüntü belirtisi göstermez ve asla ağlamaz.

Mersault, özünde hiçbir şeyi önemseyemeyen bir karakterdir ve önemsemeyi de istemez. Annesinin cenazesinden bir gün sonra normal hayatına döner. Bir kadınla tanışır ve onunla hemen sevgili olur. İkili beraber sık sık denize giderler ve kumsalda güneşlenirler. Kızın adı Marie’dir. Çapkın bir komşusunun da onlara katılmasıyla üçü birlikte eğlenmeye başlamışlardır. Sahilde gezdikleri bir gün komşusunun başına bela olan Araplarla karşılaşırlar. Bu Araplarla komşunun arasındaki husumetin bittiği düşünülse de bitmemiştir. O gün hava çok sıcaktır. Bu yüzden Mersault düzgün düşünemediğinden bahseder. Arap’la Mersault arasında bir boğuşma yaşanır. Marsault adamı kazayla öldürür.

Marsault yakalanır ve cinayetini anlatması için kendisine bir sorgu yargıcı atanır. Mersault her sözünde sorgu yargıcını biraz daha şaşırtır. Eğer biraz pişmanlık belirtisi gösterse cezası hafifletilecektir ama sorgulanırken bile Mersault bir kayıtsızlık içindedir. Kendini kurtarmak için çabalamaz çünkü hayatını kurtarmak dahi onun için o an önemli değildir. Sadece odadaki sineklerden rahatsız olur ve sorgu yargıcından korkar. Cinayet işleyenin kendisi olduğu düşüncesi onu korkutur. Marsault kendi korkusuyla eğlenir.

Sonunda dava görülür ve idamına karar verilir. Ancak Mersault yine “bu odadaki herkes sonunda ölecek”, diye düşünerek kendi ölümüne karşı da kayıtsızlığını gösterir.