Sabahattin Ali- Naif Yaratılışlı Bir Yazar

tarafından
296
Sabahattin Ali- Naif Yaratılışlı Bir Yazar

Türk Edebiyatı’nın öncü yazarlarından biri olan Sabahattin Ali, 1907 yılı 25 Şubat’ında, Bulgaristan sınırlarındaki Gümülcine ilçesindeki Eğridere köyünde dünyaya geldi. Piyade Yüzbaşı Selahattin Ali Bey babası, Hüsniye Hanım ise annesidir.
Hayatının büyük bir kesiti düş kırıklıkları, üzüntü ve polis gözetimi eşliğinde cezaevi duvarlarının içerisinde geçti. Bu durum neredeyse tüm eserlerine sirayet etti. Onun ruhsal durumu romanlarındaki kahramanlar yoluyla okuyularına da geçti. Kürk Mantolu Madonna romanı kahramanlarından Raif Efendi şahsiyeti, onun iç dünyasının aksetmesiyle ortaya çıkmıştı. Sakin, asosyal, hisli ve yaşamın gerçeklerine de o kadar uzak.
Raif Efendi’de okur aslında hiç kimsenin göründüğü gibi olmadığını, herkesin içinde asla göründüğü gibi olmayan bir taraf bulunduğunu gördü. Raif Efendi’de dememiş miydi zaten ”Ben dünyadan ziyade kafamın içinde yaşayan bir insanım.” diye. Kürk Mantolu Madonna’sına kavuşma ümidiyle hayata tutunan ve hiçte istediği gibi olmayan bir hayat süren Raif Efendi… Sabahattin Ali, Raif Efendi’yi kendi ruhuyla besledi ve okura sundu. Sabahattin Ali’nin lirik üslubu ve hassas tabiatlı oluşu okuyucuyu etkiledi ve edebiyat dünyasında onu yükseklere taşıdı. O “Yok Sayılanlar’ın” sesi oldu. Hiçbir şeyi sorgulamadan kabul etmeyen, çağının ülke ve dünya düzenini eleştiren muhalif bir tavrı vardı. Sabahattin Ali, edebiyatımızın vicdanını oluşturan sanatçıların en başında geliyordu. Ünlü edebiyatçılardan Selim İleri yazar hakkında Sabahattin Ali’nin ”Kürk Mantolu Madonna” dışındaki eserlerinin de çok satanlar listesinde bulunması gerektiğini söyleyerek şiirlerinin, Marko Paşa’daki yazılarının ve özellikle sadece “Hep Genç Kalacağım” da ki mektuplarının bile onu kanıtlamaya yetecek kadar değerli olduklarını belirtti. Tamer Kütükçü ise Raif ile Maria Puder arasındaki aşkı “İzole olmayan, ara patikaları olan, oradan buradan beslenen, ne tam arkadaşlık ne platonik ne de adı konulmuş bir aşk bu, ara bölgede… Dostluğa hatta kardeşliğe varan bir yanı var bu aşkın ve bu durum aşka ket vurmuyor aksine daha da besliyor.” şeklinde değerlendirdi.
Sonuç olarak Sabahattin Ali’nin naif karakteri ile harmanladığı yapıtları, kişisel özelliklerinin yansımasıyla ortaya çıkan kahramanları onu okura daha da yaklaştırdı. Aynı zamanda da okurlarının kendisini anlamasını sağladı. Sabahattin Ali’ye meşhur edebiyat sanatçıları tarafından ve okurları tarafından verilmiş bu üstün değer Edebiyat dünyasında karşılığını fazlasıyla buldu.
Hayat Cesurlara Torpil Geçer- Kitap İncelemesi- Bircan Yıldırım