“Kürk Mantolu Madonna”, Sabahattin Ali gibi bir ustanın başyapıtlarındandır. Mutlaka okunması gereken eserler arasında yer alan kitap, günümüzde hala büyük ilgi gören ölümsüz eserlerden biridir.
Sabahattin Ali’nin kaleme almış olduğu “Kürk Mantolu Madonna” romanı, Raif Efendi’nin Almanya’da yaşadıklarını konu almaktadır. Romanın giriş kısmı, Rasim adlı karakterin Ankara’da işsiz kalması sonucu iş ararken yaşadığı maceralarla başlar. Rasim, iş aradığı bir günde sokakta eski arkadaşı Hamdi ile karşılaşır. Hamdi, bir şirkette müdür yardımcısı olarak çalışmaktadır. Arkadaşının zor durumda olduğunda öğrenince ona yardım etmek ister ve kendi çalıştığı şirkette iş teklif eder. Rasim utanarak bu işi kabul eder. Mütercim olarak görev yapan memur Raif Efendi ile aynı odada çalışmaya başlar. Raif Efendi, hiç konuşmayan, kendine verilen işi özenle ve titizlikle yapan biridir. Boş zamanlarında ise masasının çekmecesinde duran bir defteri okumaktadır. Raif Efendi bir gün hastalanarak işe gitmez. Rasim, çeviri yapılması gerektiği için Raif Efendi’nin evine gider. Eve gider gitmez Raif Efendi’nin neden sessiz ve içine kapanık biri olduğunu anlar. Raif Efendi yaşadığı evin halkı tarafından çok ezilmekte ve hor görülmektedir.
[ads]
Çok hasta olan Raif Efendi, Rasim’den masasının çekmecesindeki eşyaları getirmesini ister. Eşyaları Raif Efendi’ye getiren Rasim’in dikkatini kara kaplı defter çeker. Raif Efendi, Rasim’e defteri alıp yakmasını söyler. Rasim, defteri alarak okumaya başlar. Asıl hikâye bundan sonra başlamaktadır. Defter, Raif Efendi’nin yaşadığı anıları anlatır. Raif Efendi gençliğinde de şimdi olduğu gibi içine kapanık, arkadaşlarıyla iletişimi olmayan biridir. Babası zengindir ve sabun fabrikası işletmektedir. Raif Efendi’nin babası, bir gün onu sabunculuk mesleğini öğrenmesi için Almanya’ya gönderir. Raif Efendi, bir süre sonra Almanya’da iş öğrenmek için geldiği fabrikaya uğramaz olur asıl ilgi alanı olan müzelere ve resim sergilerine gider. Yine bir gün resim galerisinde gezerken gördüğü Kürk Mantolu Madonna tablosundan çok etkilenir. Her gün gidip saatlerce o tabloyu izler. Bir gün tablonun sahibi olan Maria Puder, Raif Efendi’nin yanına giderek tablonun kime benzediğini sorar. Tablodaki kişiyi karşısında görerek utanan Raif Efendi, onu annesine benzettiğini söyleyerek yalan söyler. Raif Efendi Maria’ya âşık olmuştur. Başlarda ondan etkilenmeyen Maria, zamanla onunla vakit geçirdikçe etkilenmeye başlar ve o da Raif Efendi’ye âşık olur. İlişkilerinin güzel gittiği bir zamanda Raif Efendi memleketinden bir telgraf alır.
Telgrafta babasının öldüğü ve işlerin başına geçmek için memlekete dönmesi gerektiği yazmaktadır. Raif, işleri yoluna koyduktan sonra Maria’yı da yanına alacağını söyleyerek Türkiye’ye döner. İkili bir süre mektuplaşırlar. Ancak bir süre sonra Raif’in Maria’dan aldığı mektuplar kesilir ve bir daha da hiç haber alamaz. Raif, Maria’nın kendini kandırdığını düşünür ve başa bir kadınla evlenir. Yıllar sonra bir tren istasyonunda Maria’nın kuzeniyle karşılaşır. Ona Maria’yı sorar. Kuzeni, Maria’nın on yıl önce hastalanarak öldüğünü söyler ve yanındaki kız çocuğunu göstererek Maria’nın kızı olduğunu babasının kim olduğunu bilmediklerini ama bir Türk olduğunu söyler. Tren kalkmak üzeredir. Çocuğun kendi kızı olduğunu anlayan Raif’in elinden hiçbir şey gelmez. Trenin kalış saati gelir ve Raif, ilk ve son defa gördüğü kızının gidişini izlemek dışında bir şey yapamaz. Daha sonra ise yaşadıklarını hatıra defterine yazar ve hor görüldüğü evindeki yaşantısına devam eder. Kara kaplı hatıra defterini okumayı bitiren Rasim, koşarak Raif Efendi’nin evine gider ve Raif Efendi’nin öldüğünü öğrenir.
Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna isimli kitabını PDF e-kitap olarak indirerek okuyabilir, Kürk Mantolu Madonna kitap özeti yazımızdan derslerinizde ve ödevlerinizde faydalanabilirsiniz.
