İvan İlyiç’in Ölümü- Özet- Tolstoy

tarafından
254
İvan İlyiç’in Ölümü- Özet- Tolstoy

Eğitimden sanata kadar pek çok alanda yenilikçi bir yazar olan Tolstoy’un, yaşamının son dönemlerinde yazdığı İvan İlyiç’in Ölümü kitabı kendisinin de bir mektubunda belirttiği gibi sıradan bir adamın sıradan ölümünün kendi gözünden tasviridir. Bu basit anlatıma karşılık bu kitap Rus gerçekçi edebiyatının en önemli eserlerinden biri kabul edilir.

İlk bölümde arkadaşları görülen bir duruşmaya ara verildiği sırada gazetede İvan İlyiç’in ölüm ilanını okurlar. Uzun süredir hasta olan bu adamın ölümü onlara uzak gelir ve hemen boşalacak mevkie kimin yükseltileceği konuşulur. İvan İlyiç’in hukuk okulundan arkadaşı Pyotr İvanoviç, vefa borcu olduğunu düşünerek cenazeye gitmeye karar verir. Yas dolu cenaze evinde başka bir ahbabına daha rastlar ve bu ahbabı onu evinde vint oynamaya davet eder. Herkes cenazeden uzak ve başka bir alemde gibidir. İlyiç’in karısı kocasının ölümünün ardından ne kadar para alabileceğini sormak için İvanoviç’i cenaze töreni bitmeden bir odaya çeker ve orada onunla çoğu histeri krizlerinden oluşan ve sonunda maddiyata bağlanan bir konuşma yapar.

İkinci bölümde İvan İlyiç’in çocukluğundan itibaren yaşamı anlatılmaya başlanır. Üsteğmenin dört çocuğundan biri olan İlyiç üç oğuldan ortanca olandır. Başarılı ağabeyi ile başarısız kardeşi arasında ikisinin ortasında bir yerdedir. Hukuk okulunu onuncu dereceden bir memur olarak bitirir ve taşra kentinde bulduğu bir memuriyet işine başlar. İvan İlyiç, gençliğinin verdiği neşeli bir ruh halinde olsa da işinde oldukça titiz ve ciddidir. Memurlara has bir kendini beğenme ve üstlerine yaranma havası hareketlerinde hissedilir. Kendisi de bunun farkındadır fakat değiştirmek istemez, adeta bu tavırlarından memnundur.

İvan İlyiç’e sorgu yargıçlığı teklif edildiğinde bunu hemen kabul eder. Şimdi üst konumdadır ve astlarına hoşgörülü bir amir gibi davranabilir ve onlarla eğlenebilir. İki sene sonra Praskovya ile tanışır ve onun evlenebileceği bir kadın olduğuna karar verir. Soylu bir ailenin güzel sayılabilecek kızıdır Praskovya ve iyi de bir geliri vardır. İkilinin ilişkisi çevrelerindekiler tarafından da onaylanır ve hoş görülür. Böylece evlenirler fakat evliliklerinin güzel zamanları çabucak yitip gittiğinde tatsızlıklar ve kavgalar çıkmaya başlar. İvan İlyiç evde rahat hissetmediğinde sorunlarla baş etmek yerine kendini işinde yükselmeye adar. Çok geçmeden savcı yardımcılığı teklif edilir kendisine. Kabul de eder fakat bu yeni iş için kente taşındıktan sonra para yeterli gelmediği için karısıyla sık sık daha büyük kavgalar eder olmuşlardır.

On yedi yılın ardından kıdemli bir savcı olsa da geçim sıkıntısı sık sık üzerindedir. Kendisine iyi bir mevkide iş verilmesini istemek için Petersburg’a gider ve aradığına da ulaşır. Yeni ve maaşı dolgun işinin haberini alır almaz kendine bir ev alır ve içini kendi zevkine göre döşetmeye başlar. Ev için aldığı her eşya zengin olmadığı halde zenginlere öykündüğünü belli eder cinsten şatafatlı ve gereksizdir. Öyle ki eşyaların başına gelen en küçük darbe kendi vücuduna gelmiş gibi canı yanar haldedir. Daha karısı eve gelmemişken çok önemsemediği bir kaza geçirir fakat bu kazada aldığı o ufak darbe onun yaşamını geri dönülmez bir yola sokmuştur bile.

Sabahattin Ali- Naif Yaratılışlı Bir Yazar