Füreya- Ayşe Kulin

tarafından
182
Füreya- Ayşe Kulin

Türkiye’nin ilk kadın seramik sanatçısı olan Füreya’nın hayat hikâyesinin anlatıldığı biyografik bir romandır. Füreya tüm dünyada ün yapmıştır. Ama en göze gelen eseri Atatürk Kültür Merkezi’nin duvarına yaptığı seramik kuşlardır. AKM’nin duvarındaki seramik çalışması Füreya’nın Kuşları adıyla anılmaktadır.
Füreya Şakir Paşa’nın ikinci hanımından dünyaya gelmiştir. Küçüklüğünden beri şımarık bir kız çocuğu olarak büyütülmekte ve konaklarda yaşamaktadır. Ancak dayısının işlediği cinayet ve ardından gelen savaş, ailenin maddi olarak zor duruma düşmesine neden olur. Konağı satıp İstanbul’da mütevazı köşklerine taşınırlar.
Mustafa Kemal ile tanışması evlerinde yapılan gizli toplantılarda olmuştur. Babası ve Mustafa Kemal silah arkadaşı olurlar. Babasının ordu komutanı olarak atanması nedeniyle Mustafa Kemal ile teşviki mesaileri artar. Atatürk daha sonra Füreya’nın annesi Hakiye Hanım’ın arkadaşı Latife Hanım ile onların evinde tanışır. Evlendikten sonra da sık sık evlerine gelen Atatürk Füreya’nın defterine yazı yazar. Füreya bu yazıyı ömrünün sonuna kadar saklayacaktır.
Füreya uçarı ve aklı havada bir genç kızdır. Bu nedenle erken yaşta bir evlilik yapar. Hamile kalır. Eşi maalesef kendisine kötü davranmaktadır. Gördüğü eziyetler neticesinde çocuğunu kaybedince ruhsal bir buhran geçirir. Kendine geldiğinde ailesinin desteğiyle derhal boşanma kararı alır.
Boşanmanın üzerinden çok uzun zaman geçmeden ailenin itirazlarına rağmen ikinci bir evlilik yapar. Kılıç Ali, Atatürk’ün arkadaşıdır. Kocası kendisinden yaşça büyüktür. Ancak o çok sevdiği ve hayran olduğu Atatürk’e sofralar hazırlama zevkine erişir. Atatürk’ün ölümü ile Kılıç Ali, içine kapanır. Kocasını çok seven Füreya onun mutlu olabilmesi için her türlü çabayı gösterir. Ama bir türlü kocasını kendine getiremez. Nihayet yorgun düşer ve verem olur. İstirahat için adadaki evde tam bir yıl kalmasına rağmen iyileşme yerine kötüleşme olur. Bunu üzerine İsviçre’de bir kliniğe yatırılır.
Teyzesi Hayrunnisa bir ressamdır. İsviçre’deyken Füreya’yı seramik sanatına yönlendirir. İlk etapta pek ilgisini çekmese de Fransa’ya geçtiğinde seramik üzerinde yoğunlaşır. Orada bir sergi açar. Hastalığına rağmen seramik ile ilgilenmeye devam eder. Dünyaca ünlü sanat bursları alır. Ödüller ise kendiliğinden gelmektedir adeta. Füreya tüm ruhunu aktarır yaptığı eserlere.
Yurda döndükten sonra da seramik ile ilgilenmeye devam eder.
Bu arada ölüm riski çok yüksek olmasına rağmen ciğerinin hasta olan kısmını aldırır. Gelinlerinin pek hoşuna gitmese de erkek kardeşinin kızı Sare’yi evlat edinir. Bundan sonraki hayatını seramik sanatına vakfeder. Öğrenciler yetiştirir. 87 yaşında hayata veda ettiğinde arkasında pek çok ölümsüz eser bırakmıştır.

Gazap Üzümleri- John Steinbeck