Can Yayınları 1998 basımı olan kitap yazarı Suskind’i meşhur etmiştir. Yayınlandığı yıllarda oldukça ses getiren romanda kendi yaşam nedenini ve yaratışını sorgulayan bir adamın yaşadıkları ve yaşattıkları konu edinilmiş.
Sinema dünyası tarafından da keşfedilen konu senaryolaştırılmış ve filmi çekilmiştir. Film kitaptaki tasvirleri ve olayları oldukça iyi yansıtsa da kitap okurken alacağınız zevkle boy ölçüşemez.
Özet
Annesi tarafından doğurulduğu bir balıkçı tezgâhının altına terkedilen Babtiste Granouille, bir müşteri tarafından fark edilir ve yaşama tutunur. Sütanneye verilir. Annesi ise çocuğunu ölüme terk ettiği için asılarak idam edilir. Ama sütanne Jeanne, bebeğin farklı olduğunu ve hiç kokmadığını söyleyerek manastıra geri getirir. Peder bebeği alır ve başka bir sütanneye verir. Burada büyüyen Babtiste’yi kimse sevmez. Hatta ondan bir parça çekinirler. Para kazanmaya başlayacak hale gelince deri ustasının yanına verilir.
Deri ustasıyla çalışırken bir gün, Parfümcüye teslimat yapar. Buradaki kokulardan adeta büyülenir. Parfümcü işleri kötü olduğundan çocuktaki yetenekten hemen yaralanmak ister. Çocuk kokmamaktadır ama çok iyi koku almaktadır. Böylece en güzel parfümleri yapmayı öğrenir. Onu parfümcüye satan deri ustası köprüden düşerek ölür.
Parfümcü ile işler çok iyi gitmektedir. Burada çalışırken artık kokulardan ve esanslardan bıkmıştır. Kendi kokusunu aramak için dağa çıkar. Granouille ayrıldığı gün parfüm dükkânı yanar ve sahibi yanarak ölür.
Dağda tam 7 yıl geçirdikten sonra, bu sefer esansın nasıl çıkarıldığını ve damıtıldığını öğreneceği bir yerde çalışmaya başlar. Amacı dünyanın en iyi kokusunu bulup kendi kokusu yapmaktır.
Bunca yıl kokuların onda yarattığı duygulardan ilham alarak en iyi kokuyu üretmek için kaynak aramaya başlar. Bir gece aradığı kokuyu alır ve peşine düşer. Bu bakire bir genç kızın kokusudur. Kokusunu alabilmek için onu öldürür. Böylece onları da ölümsüzleştirdiğine inanmaktadır. Kızı çeşitli işlemlerden geçirerek kokusunu almayı başarır. Bundan sonra şehirde ava çıkar. Bakire genç kızları bulup öldürmeye başlar.
Bu seri cinayetler şehirdeki herkese korku verir. Kentteki en güzel kızın babası korkuyla kızını başka yere götürmek için yola koyulur. Granouille, kızın kokusunu takip ederek onları bulmayı başarır. Gece uykusunda kızı öldürür ve kokusunu almak üzere işlemlerden geçirir.
Elinde artık dünyanın en iyi kokularının karışımı olan bir koku bulunmaktadır. Ama bir zaman sonra, cinayetleri işlediği anlaşılır ve idam cezası alır. İdam edilmek üzere götürüldüğü meydanda toplanan kalabalığı ürettiği koku ile etkileme amacıyla kokudan sürünür.
Kalabalık Granouillle yi melek olarak görür ve ondan bir parça alabilmek için üzerine atlarlar. Onu tek parçası kalmayana kadar parçalayarak öldürürler.