Fransız yazar Balzac’ın en önemli eserlerinden olan Goriot Baba, 1835 yılında okuyucusuna burjuva hayatına geçişte nasıl bir trajediye yol açtığını anlatmak üzere piyasada yerini almıştır.
Burjuva döneminde toplumda ortaya çıkan sınıf ayrılıklarında, ne yazık ki toplumdaki ötekileştirme farklı bir boyut kazanmıştır. Realist roman denildiğinde akla ilk gelen örneklerden olan eserde; tek hayalleri burjuva olmak isteyen üç kişinin yollarının Madam Vauquer pansiyonunda kesişmesi anlatılıyor.
Mösyö Goriot bütün hayatını kızlarının çok başarılı evlilikler yapmasına adamış aynı zamanda makarna fabrikatörü bir adamdır. Servetinin neredeyse tamamını kızları için harcar. Ancak kızlar evlenince damatlar Goriot’ u dışlar. Ve bu pansiyona yerleşir. Pansiyon sahibi Madam Vauquer tam bir cimrilik abidesidir. Goriot baba zamanla harcamalarını azaltır hatta direk kısar. Daha ucuz bir kata çıkar. Ancak bu yaptıkları diğerleri tarafından hoş karşılanmaz ve aşağılanır.
Aynı pansiyonda kalan soylu iken fakir kalmış bir hukuk talebesi Rastignac’ ta kalır. O soylu kuzeninin ismini kullanarak en lüks ortamlara girip çıkmaktadır. Asilzadeler arasında bulunmak en önemli amacıdır. Çünkü insan yerine konulmanın yolunun bu olduğu kanaatine varmıştır. Ve kitabın ilerleyen sayfalarında Goriot Baba’nın kızları ile yolu kesişir.
Goriot ‘un büyük kızı tam bir gösteriş delisi, çok bencil ve gururlu bir mizaca sahiptir. Tefecilere yakasını kaptırmış ve bu borcunu babasından aldığı paralarla kapatmıştır.
Küçük kızı ise, asilzadelerle ortak noktada buluşamayan ve çevresi olmayan birisidir. Bu sebeple ablası ile devamlı surette rekabet halindedir. Kocası ile olan ilişkileri pek iyi değildir ve bir tiyatro locasında Rastignac ile tanışır.
Kitap, burjuva sınıfı ile onların haricinde kalan insanların hayatlarındaki sevimsizliği, ikiyüzlülüğü, çıkarları, samimiyetsiz duyguları en açık şekli ile anlatmaktadır.
Huzursuzluk -Özet- Zülfü Livaneli