Şebnem 8 yaşında bir çocuktur. Bursa’da ailesi ile yaşar. Herkes ona; meraklı bir şekilde, büyüyünce ne olacağını sormadan duramazdı. Henüz karar verememişti ne olacağına. Bu konu hakkında liste yapıyordu. Seçenekleri baya çeşitliydi. Ev hanımı olabilirdi. Bütün gün yemek ve temizlik işi Şebnem’e göre değildi. İşçi olabilirdi. Çok yorucu olduğu için, bu da Şebnem’e göre değildi. Polis, avukat, doktor olabilirdi. Dedesi gibi bakkal olabilirdi. Evet, en çok hoşuna giden fikir, bakkal olma fikriydi. Okuldan kalan zamanlarında bakkalda çıraklık yapmaya başladı. Şeker tartıyor, kolonya dolduruyor, bakkalın içini temizliyordu. Bakkalda çalışma Şebnem’i değiştirmişti. Sürekli daha çok para kazanmak için, yeni fikirler üretiyordu.
Dükkânda açık çekirdek satıyorlardı. Özellikle, düğün gibi özel günlerde çok fazla çekirdek satılırdı. Şebnem önceden çekirdekleri koyacakları kâğıtları hazırladı ve içlerine çekirdekleri koydu. Müşteriler nedense açık çekirdekten satın almak istediler. Şebnem’in yaptığı paketler satılmadı. Dedesi ona kızmıştı. Bir gün müşterilerin düşüncelerine önem vermek amacıyla, onlara kâğıtlar bırakıp bakkal hakkında notlar yazmalarını istedi. İnsanlar Şebnem’i kötüleyen notlar yazdılar. Dedesi gördü ve yine kızdı ona. Bakkalda çalışmayı yine de seviyordu Şebnem. Çünkü istediği kadar yiyecek yiyebiliyordu orada. Çöplerini dükkândaki kutuya attığı için de, sürekli yakalanıyordu. Elektrik olmadığı zamanlar mum satışları patlıyordu. Bir gün yine elektrik kesildi ve dedesi dükkânda yoktu. Mumları iki katı fiyatına satmaya karar verdi. O gün kimse mum satın almadı Şebnem’den. Dedesi yine kızdı Şebnem’e.
Köylerine çok zengin bir aile uğramıştı. Annesi ve oğlu, otomobilden indiler. Bakkal’a girdiler. Çocuğun istediği her şeye, annesi ‘’sağlıksız bunlar’’ deyip almasına izin vermiyordu. Hiçbir şey almadan bakkaldan çıktılar. Bu durum Şebnem’i düşündürdü. Organik ürünleri komşularına yaptırıp, satabilirdi. Bakkalda satacağını söylemeden komşulardan çeşitli ürünler aldı. Aldığı ürünler; turşu, salça ve tarhana gibi ürünlerdi. Halasından da kurabiye yapmasını istedi. Dedesi ürünleri bakkalda görünce, bütün planları suya düştü. Dedesi karşı çıktı ve ürünlerin bakkalında satılmasını istemedi.
Şebnem yaramaz ve cin gibi bir çocuktu. Aynı zamanda çok iyi kalpliydi. Asker sevgilisiyle telefon kulübesinde konuşmak için jeton satın alan kıza, yarı fiyatından jetonları verirdi. Fakir insanlara bol bol peynir ve zeytin hediye ederdi. Bu hediyelerin ücretlerini de, köyün zenginlerinin hesabına eklerdi. Dedesi fakirlere hediye vermesine kızmazdı. Onun kızdığı; zenginlerin hesabına fazladan ekleme yapmasıydı. Bakkala gelen yaşlı ve hasta insanların, dertlerini dinliyordu. Eve koşup, bu yaşlı ve hasta insanlara vermek için ilaç alıyordu. Bedavadan ilaçları da dağıtıyordu. Bir gün bakkala bir doktor uğradı. Aynı zamanda teyzeler de gelmişti. Hepsi birden ağrıyan yerlerini anlatıyorlardı Şebnem’e. Dedesi de oradaydı. Şebnem çok utandı. Doktor; Şebnem’e, okuyup doktor olduktan sonra reçete yazmasını öğütledi. O da ‘’ben yazar olacağım’’ diye cevap verdi. Kimseler bu haylaz kızın yazar olacağına inanmadı.
Şebnem hem çocuk sahibi oldu, hem de yazar oldu.
Şermin Yaşar’ın Dedemin Bakkalı isimli kitabını PDF e-kitap olarak indirerek okuyabilir, Dedemin Bakkalı kitap özeti yazımızdan derslerinizde ve ödevlerinizde faydalanabilirsiniz.