Nickel Çocukları- İnceleme – Colson Whitehead
Los Angeles Times gazetesine göre 2020 yılı en çok beklenen roman olarak değerlendirilmiş olan Nickel Çocukları isimli romanın yazarı Colson Whitehead oldukça fantastik bir yazardır. Daha önceki kitabında korku ve kıyamet öyküleri olmasına rağmen bu kitapta anlatılan gerçek hayattan alınmış öyküler, onlardan daha fazla dehşet uyandırmakta.
Wall Street Journal gazetesine göre de romancının ustalığını sergilediği bir eser olan kitap, her romancının altından kalkamayacağı kadar maharet isteyen bir kurgudur. Bu kurgudan usatlıkla çıkabilmeyi başarmasını da yazarın ustalığına bağlamaktadır.
Kirkus Prize 2019 En İyi Roman Ödülüne Layık görülen eser, gerçek hayattan alınmış toplumsal bir yaranın 60 yıllarda nasıl kanadığını gözler önüne seriyor. Günümüz edebiyatının parlamakta olan yıldızı Colson Whitehead tarafından yazılan bu roman 60’lı yılların Amerika’sında herkesin aynı fırsatlar ve şartlara sahip olmadığını hatta ikiyüzlü olduğunu anlaşılmaktadır. Romandaki kurgu özellikle karanlık yönüne bakmaktadır.
Faaliyetine geçtiğimiz son birkaç yıl öncesine kadar devam eden okulda meydana gelen gerçek bir hikâyeden yola çıkan yazar, siyahlar ve beyazlar arasındaki ırkçılığa dair bir hikâye anlatılmaktadır.
Gelecek hayalleri kuran Elwood Curtis ile birlikte idealist düşler kurarak daldığı uykulardan gerçeklere uyanmasının izini sürmekle kalmıyor. 20. Yüzyılın 2. Yarısından itibaren yakın geçmişe sürprizlerle dolu bir ayna tutuyor.
Amerikan RüyasıAmerikan Rüyası söyleminin altının boş olduğunu ispatlayacak olan bu romandaki hikâyede, eşit şartlar olmasa da bu dünyada yaşamanın bedelini sorguluyor. Siyahların siyah olduğu ve ikinci sınıf vatandaş olarak görüldüğü bu ortamda Elwood Curtis, idealleri olan bir genç adamdır. Gerçek hayatla yüzleştiğinde Amerika’nın siyahlar ve beyazlara eşit fırsatlar sunmadığını anlıyor. Bunu anladıktan sonra kendisi de beyazlarla eşit şartlara sahip olmak için çabalamaya başlıyor. Bu çabalarının karşılığında aldığı darbeler ve dışlanma sadece fiziksel anlamda gerçekleşmiyor.
Yaşadığı hayal kırıklığına rağmen yılmadan usanmadan eşit şartlara sahip olmak için ne kadar çabalarsa o duvara o kadar sert çarpıyor. Elwood Curtis siyah olmanın dayanılmaz ağırlığını hayatta kaldığı her gün taşımak zorunda olduğunu keşfettiğinde ise büyük bir çöküşün eşiğine geliyor. Acaba bu eşikten atlayarak mücadelesine devam etmeyi mi seçiyor yoksa kendini olayların akışına mı bırakıyor. Bu muhteşem ve ödüllü kitabı mutlaka okumalısınız. Eminiz yakın bir zamanda Pdf kitap formatında da yayınlanarak okuyucularına sanal ortamdan da ulaşacaktır.