En çok okunan kitaplar listesi nedir? Mutlaka okunması gereken kitaplar nelerdir? Hangi kitap muhakkak okunmalıdır? Kitap Tavsiyeleri ve kitap özeti ihtiyacım var.
Tüm bu sorularınızın cevabı ve Bu en çok okunan kitapların listesi, isimleri, yazar ve kitap konusu hakkında bilgi vermek için sizlere bu yazıyı hazırladık. Listemizi inceleyin ve Mutlaka okunması gereken kitaplar listenizde saklayın.
İşte En çok satan kitaplar listesi ve en çok okunan kitaplar listesi. İyi okumalar…
Bu Yazımızda Neler Var :
1. KÜRK MANTOLU MADONNA- SEBAHATTİN ALİ
Türk klasiklerinin en çok okunan kitaplarından olan eser, Rasim’in işsiz kalması ile başlar. Eski arkadaşı olan Hamdi ona müdürlük yaptığı işyerinde iş teklif eder. Rasim ise kabul etmek durumunda kalır.
Raif isminde yaşlı içine kapanık bir adamla aynı odada başbaşa çalışacaktır. Raif çok hastalanır ve onun işlerini tamamlanması adına Rasim Raif’ in evine gider. Evde gördüğü tablo Raif’in neden içine kapandığını açıklamıştır. Çünkü evde herkes Raif’ in getireceği paraya göz dikmiştir. Ancak Raif bu defa ciddi anlamda hastadır ve işyerinde çekmecesinde olan kara kaplı defteri getirmesini ister.
Olaylar Rasim’in bu defteri okuması ile başlar.
2. ŞEKER PORTAKALI- JOSE MAURE DE VASCON
Yaramaz mı yaramaz, bir o kadar da zeki, hayal gücü sınır tanımayan ve devamlı ailesinden şiddet gören bir çocuğun hikayesini anlatmaktadır.
Zeze kendiliğinden okuma yazmayı yazmayı çözdüğü için 5 yaşında okula gönderilmiştir. Evleri başa bir yere taşınmış ve burada kendisine ait bir şey bulamamaktan endişelidir. Ailesinin sevgisizliği, ona karşı tutumlar Zeze’ nin hayal dünyasında kendisini mutlu etmesine, iç dünyasında eğlenmesine ve hırçınlaşmasına sebep olmuştur.
Evlerinin arka bahçesinde bulunan şeker portakalı fidanı ile gidip konuşarak sınırsız hayaller kurmakta ve onunla dertleşmektedir. Babası olarak istediği adamın özelliklerine sahip Portekizli komşularının ölümü ve evlerinin yanından geçecek yol sebebi ile şeker portakalı fidanının kesilecek olması Zeze’ nin bütün çocukluğunu, hayat neşesini alır götürür. Hastalanan ve bir daha eskisi gibi olamayan bir çocuğun hayatını anlatan eser en çok okunan kitaplar arasında yerini almıştır.
3. SATRANÇ- STEFAN ZWEİG
Bir yolcu gemisinde satranç konusunda dünya şampiyonluğu elde etmiş Czentovic ile başka birinin musabakası sırasında Dr. B bir anda kendisini tutamayıp oyuna müdahale eder. Olaylar burdan sonra başlar.
Dr.B Viyana’ da Hitler ‘ in sorgu odalarında kalmış ve sorguya alınmak üzere beklediği odada şans eseri bir askerin ceketinden satranç oyunu kuralları diye bir kitap alıverir. Ne tahtası vardır ne de taşları. O kitabı okudukça satranç dahisi olabilecek bilgiye sahip olmuştur. Ekmeklerin içlerinden kendisine taş yapıp kendince uygulama dahi yapmıştır. Ancak bu onun sinir sistemine ciddi şekilde zarar vermiştir.
Satranca olan tutkunun anlatıldığı eser 2. el kitap piyasasında en çok aranan kitaplar arasındadır.
4. MUSTAFA KEMAL- YILMAZ ÖZDİL
10 yıllık bir çalışma sonunda Atatürk’ü tanımak ya da onu karalamak adına yapılan bütün çalışmalara cevap vermek konusunda ustalıkla kaleme alınmış muhteşem bir eserdir.
Her olumsuz eleştiriye cevap verebilmenin yolu Ata’ yı çok iyi tanımaktan geçer diyen Özdil, bu konuda yazarlarını A dan Z ye bilgilendirmek Atatürk hakkında bilinmesi gereken her şeyi göz önüne getirerek atılan ya da atılacak her iftiranın önünü kesmeyi hedeflemiştir.
Atatürk’ ün hayran olduğu tarihi kişilikler ve olaylara olan bakış açısını akıcı bir dille ele alan Yılmaz Özdil’in bu eseri tarih kitaplarının zor ve anlaşılır dilinden korkanların ancak tarih tutkusundan vazgeçmeyenlerin en çok okunan kitapları arasında baş sırayı almıştır.
5. En Çok Okunan kitaplar: KÜÇÜK PRENS- ANTONIO DE
Kişisel gelişim kitapları arasında en çok okunan kitaplardan biri olan eser, herkesin içinde yaşayan çocuğa hatta çocukluğundan kalan izlere değinmektedir.
Insanlar severler, birtakım duygular yaşarlar. Hatta çeşitli öfke patlamalarının sebepleri çocukluk dönemlerinde yaşananlara dayanır. Işte kitap içinizdeki çocuğu ortaya çıkaracak düşüncelerinize siz de şaşıracaksınız.
Yazar küçük bir çocukken çizdiği resmi yetişkinlere sorduğunda hepsinden farklı farklı şaşırtıcı cevaplar alır. Aslında bu durum yazarda insanların hayal gücü yaşadığı sürece içlerinde hala bir çocuk olduğunu göstermiştir.
6. SİMYACI- PAULO COELHO
Ailesi tarafından rahip olmasını istedikleri için papaz okuluna gönderilen Santiago, aslında gezgin olmak ister. Bunu ailesine söylediğinde babası ona bir miktar altın ve para verir. Gidip kendi milletinden kadınlar kadar güzel olmadığını, kendi şatolarından güzelliklerinden başka güzellikler olmadığını görene kadar dünyayı gezmesini söyler.
Santiago yola düşer ve Mısır’ a gider, çölde karşılaştığı bir arap onu dolandırsa da yolundan asla vazgeçmez. Yoluna bin türlü zorluk çıksa da kendi içgüdülerinin götürdüğü yoldan ve hedeften asla vazgeçmemiştir. Ve en sonunda hayallerini gördüğü Mısır piramidine ulaşır ve kumulları kazarak hazineye ulaşır.
7. SERENAD- ZÜLFÜ LİVANELİ
Yakın dönemin en çok satan kitaplarından olan eser, konusu ile okuyucusuna nefes aldırtmayacak kadar seri ve duygusal anlatımlara sahiptir.
Yıllarca yurt dışında profesörlük yapmış bir adamın Türkiye’ ye dönmesi ile başlayan olaylara bir anda MİT dahil, Almanya ve İngiltere istihbaratlarının da karıştığına şahit olacak; bütün bunların getirdiği gerilimin sonunda yasadışı bir kişilik değil sadece ve sadece aşık bir adam göreceksiniz.
Profesörün Türkiye’ ye gelmesindeki tek amaç korkulduğu gibi olaydan şikayetçi olmak değil, ölmeden önce eşinin gemisinin battığı yer olan Şile’ de ona aşkını anlatmak ve serenad yapmaktır. Son dileği ise Türkiye’ de ona yardımcı olan Maya’dan öldükten sonra küllerini Şile açıklarında eşine doğru uçurmasıdır.
8. BİNDOKUZYÜZSEKSENDÖRT- GEORGE ORWEL
Bu eser, distopya konulu en çok okunan kitaplar arasında yerini almıştır.
Öyle bir dünya düşününki, aldığınız nefes dahi kontrol ediliyor. Bulunduğunuz ülkenin yöneticileri sizi evinizdeki teknolojik aletlerden dahi duyabiliyor ya da görebiliyor. Yönetime karşı gelecek tek bir kelime dahi sarf etmeniz imkansız.
Kitapta kin ve nefret hat safhada işlenirken; üç ayrı ülkenin yönetimleri anlatılmaktadır. Ana karakterler Julia ve Winston sisteme karşı gelen iki isimdir ve zamanla sisteme karşı gelen sadece kendilerinin olmadığını fark ederler. Tıkıldıkları hücrelerde olmadık işkencelere maruz kalırlar ve sonuncusu korku dolu 101 no’lu odada Winston’un kafasının fare dolu bir kovaya sokulması olur. Bu kadar işkence ve baskının hüküm sürdüğü yönetimlerde var oluşun hikayesi anlatılmaktadır.
9. KUYUCAKLI YUSUF- SEBAHATTİN ALİ
Öksüz ve yetim kalan Yusuf’u Kaymakam evlatlık alır. Eşi Şahinde hanım ve kızı Muazzez ‘ i de alıp yeni görev yeri Balıkesir’ e gider. Burada Muazzez ve Yusuf arasında gizliden bir aşk yaşansa da Yusuf’ un vefa duygusu engel olur.
Bununla beraber Yusuf’ un yakın arkadaşı da Muazzez’ e aşıktır ve onun için çıkan bir kavgada ölür. Bu durum Yusuf’ un üstüne daha büyük bir yük yükler. Babasının ölümünden sonra ise Muazzez artık ona emanet olduğu için uzaklaşır. Ama o uzaklaştıkça kötüler kadına yaklaşır ve içki masalarına meze olacak cinsten bir kötülüğün içerisinde bulunur. Yusuf görevden döndüğü bir gün tabloyu görür ve Muazzez’i alır götürür.
Sevdalı bir roman arayanların en çok okuduğu kitaplar arasında yer alan eser bu büyük sevdayı en güzel kurgusuyla dile getirmiştir.
10. FARELER VE İNSANLAR- JOHN STEİNBACK
Toplumdaki ayrımcılığın ve sınıf farklılıklarının ele alındığı kitap, e kitap okuyucular aracılığıyla da okuyabileceğiniz eşsiz bir eserdir.
George ve Lennie kendilerine bir iş kurmak üzere beraber çalışarak para kazanan iki fakir tarım işçisidir. George çok akıllı ve zeki, Lennie ise akıl yönünden geri ve yumuşak nesnelere karşı aşırı duyarlı olduğu için sıkarak zarar veren biridir.
Aslında amacı onları sevmekken boğan Lennie en son çalıştıkları yerde bir köpek yavrusunu severken öldürür. Çiftlik sahibinin eşi benim saçlarım da yumuşak gel sev deyince saçı tutar ve bırakamaz. Bağırmaya çalışan kadını susturmaya çalışırken de boğarak öldürür. Ordan hızlıca kaçan Lennie’ nin arkadaşı George ise linç için gelen topluluktan önce onu bularak öldürülmesine engel olmak ister ve onu gelecekteki hayallerini anlatarak sakinleştirdikten sonra öldürür.
11. FAHRENHEİT 451- RAY BRADBURY
Bilim kurgu alanında yazılmış ve en çok okunan kitaplarından olan Fahrenheit 451; eleştiri dilinin çok iyi kullanıldığı ve her okumanız da çok rahatlıkla farklı manalar çıkaracağınız bir konuya sahiptir.
Hikayenin başkahramanı Montag’ın anlatımı ile geçmiş dönemlerde despot yönetimlerin ezdiği toplumların günümüzde daha farklı şekilllerde aslında hala hayat bulduğunu dile getirmektedir. Hikaye içerisinde bulunan itfaiyeciler beklenenin tam aksine yangın söndürmek için değil kitapları yakmak için görev almaktalar. Kitapların yanması aslında söndürülen, baskı altına alınan zihinleri ve toplumların nasıl baskı ile daha iyi yönetileceğini sert eleştirel bir dille ele almıştır.
Günümüzde sosyal medya kaynaklarının sanatı nasıl yok ettiğine hatta düşünce gücünün her gün nasıl yok olduğuna atıfta bulunulan kitap en çok satan bilim kurgu kitabı olmuştur.
12. DÖNÜŞÜM- FRANZ KAFKA
En çok aranılan kitap olan Dönüşüm, bir toplum içerisinde kişinin meziyetlerinin işe yaramaması, o kişi üzerinden sağlanabilecek çıkarlar olmaması halinde nasıl dışlandığını ve nasıl kenara itildiğini inanılmaz bir betimleme ile ortaya koymuştur.
En çok okunulan kitaplardan olan Dönüşüm’ de başkahraman Gregor Samsa bir gün dev bir böcek olarak uykusundan uyanır ve başarılı iş hayatında, ekonomik durumu yerindeyken ilişkileri çok çok yerinde olan ailesiyle ve sosyal çevresinde nasıl bir değersizlik içine düştüğünü anlatmaktadır.
Böcek olan Samsa öncesinde başarılı bir iş adamıdır ve herkes ona saygı duymaktadır. Böcek olduktan sonra ötekileştirilerek dışlanır ve odasına itilen tek başına bırakılan değersiz işe yaramaz bir yaratıktır. Çünkü insanların ondan sağlayacağı fayda artık kalmamıştır…
13. GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK- İLBER ORTAYLI
Kitap uygulamalarında en çok tercih edilen yakın tarih kitapları arasında olan ve dünya tarihine damgasını vuran liderlerden olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ ün öncelikle aile hayatı hakkında bilgi vermektedir.
Atatürk’ ün askeri okul dönemlerinden İttihat ve Terakkiye, 2. Abdülhamid’ten Balkan Savaşları’na kadar geçen dönem hakkında anlatım devam etmektedir. Cumhuriyet’ e adım adım ilerlenen yolda Milli Mücadele dönemi ve Lozan ile Büyük Taarruz’ a varan zaferleri anlatmaktadır.
Bir yanda saltanat bir yanda hilafet bir yanda Osmanlı’ da kalan ve toparlanması gereken borçlar ile sorunlar… Bütün bu kargaşa içerisinde Dünya’ya iz bırakan bir lider anlatılmaktadır.
14. UÇURTMA AVCISI- KHALED HOSSEİNİ
Afgan asıllı Amerikan Yazar’a ait en çok okunan pdf kitaplar arasında yer alan eserde Afganistan’ da nasıl bir sömürgecilik oyunu oynandığı, farklı kültürlerin nasıl birbiri ile çatıştığı, Afganistan’ da varlığını sürdüren dinlerin ikiyüzlü duruşları ve karmaşa içinde insanların ne şekilde aşağılandığı ve nasıl açlıkla, yoksullukla sınandığı anlatılmaktadır.
Özünde Afganistan gibi değerli bir konuma, toprağa, havaya ve suya sahip bir memleketin bu değerleri nasıl kullanamaz hale getirildiği ve insanların kendi memleketlerinde nasıl esir edildiği çok başarılı bir dille anlatılmıştır.
Emir’in sütkardeşi Hasan’a bütün bağlılığına rağmen ihanet etmiş ve içten içe bunun pişmanlığını yaşayarak bir türlü olayı unutamamıştır. E-kitap olarak da ulaşabileceğiniz kitapta baştan sona sizlere Emir ve Hasan eşlik edecektir.
15. OLAĞANÜSTÜ BİR GECE- STEFAN ZWEİG
En çok okunan kitaplardan birisi olan Olağanüstü Bir Gece, para içinde yüzen ama zerre kadar mutlu olmayan bir insanın hikayesini anlatmaktadır.
Baron özünde asker ve çok iyi mevkide çok da iyi bir gelir düzeyine sahiptir. 2. el kitapçılarda da bulabilmeniz mümkün olan eserde Baron’ a ailesinden kalan miras ile ekonomik durumu daha da güçlenmiş ve askerlikten erken emekliye ayrılmıştır. Paraya para demeyen Baron antika benzeri pahalı zevklerle uğraşmaya başlamış ancak zamanla para ona zevk vermemeye başlamış.
Hatta altı ay kadar bir süreçte boğulur hale gelmiş; ta ki o güne kadar… sokağa çıkınca herkesin faytonlara bindiğini görmüş ve onların gittiği yere giderek diğer insanlar gibi mutlu olmak istemiş. Gittiği at yarışında yine para kazanmış, kazanmış ama yine mutlu olamamış. Oradan ayrılıp kendini sokaklara atmış orda da zengin olduğu çok belli olduğundan takip edenleri olmuş.
Elindeki paradan iki kişiye verince adamlar öle bir mutlu olmuş ki onları mutlu etmek Baron’ a inanılmaz bir mutluluk vermiş ve işte o gece hayatında her şey bir mutluluk ile değişmiş.
16. BİLİNMEYEN BİR KADININ MEKTUBU- STEFAN ZWEİG
Psikolojik romanlar arasında kitap okuyucularının ve 2. el kitap alıcılarının asla atlamayacağı bir özelliğe sahip olan kitap; hayatının neredeyse tamamını platonik bir aşk yaşadığı adama adamak ve ona olan bu sevgisini anlattığı mektubu konu alıyor.
Bilinmeyen kadın gerçekten kitabın sonuna kadar bir sır ve adamın ismi “R”. kadın r yi ilk gördüğünde 13 yaşında ve ilk görüşte ona vuruluyor adeta. Ancak ailesinin şehir değişikliği sebebi ile ordan ayrılıyor ve aşkı içinde tutarak gittiği yer ona karanlık bir dünya oluyor. Bir şekilde adamın evine gelerek onu bekliyor ancak adam başka bir kadınla eve gelince aşkını içine gömüp ordan ayrılıyor.
Adamla yıllar sonra tekrar karşılaştığında adam tam tam bir çapkınlıkla kadına yanaşıyor ve 3 günlük bir beraberlik yaşanıyor. Kadın için paha biçilemez bu 3 gün R için unutulmaya mahkum, sıradan geçmişte yerini alacak ve asla hatırlanmayacaktır. Kadın bu birliktelikten bir çocuğa sahip olur ve onu büyütür.
Işte bu dönemlerde yaşadıklarını ve ne olursa olsun aşkına nasıl sahip çıktığını bu mektuplarda anlatılır. Tek isteği bu mektup R ye ulaştığında kendisinin hayatta olmamasıdır. Ve en sonunda aşkı ile birlikte intihar eder…
17. SOL AYAĞIM- CHRİSTY BROWN
Dünyada en çok okunan kitaplar arasında yer alan eser, İrlandalı yazarın kendi yaşantısını anlattığı otobiyografik romandır.
Yazar doğuştan beyin felci geçirerek doğduğu andan itibaren bedensel engelli dünyaya gelmiştir. Sadece sol ayağı tepki vermektedir. Hatta yaklaşık 5 yaşlarına kadar zihinsel manada hiçbir tepki vermemiştir. Sol ayağının verdiği tepkilerden ümitlenen ailesi ona sol ayağı ile hayata bağlanmasına yardım etmiştir.
Sol ayağı ile konuşmayı öğrenmiş, resimler yapmış, şiirler yazmış, kitaplar yazmış…. Aslında kendi kaderini sil baştan değiştirmiş. Bütün bu zorluklar içerisinde nasıl hayata tutunduğunu, yaşamaktan nasıl vazgeçmediğini, konu edinen bu kitap da sol ayağı ile yazılmıştır.
Kişisel gelişim ve motivasyon amaçlı kitap arayanların en çok satan kitapların başında gelmektedir.
18. TUTUNAMAYANLAR- OĞUZ ATAY
Türk Roman anlayışına çağdaş bir dil anlatımı getiren ilk ve en önemli eserdir. Tam bir zeka harikası olarak ortaya çıkan ve en çok satan kitap arasında yer alan eserde olaylar Turgut’un trende bir gazeteciye mektup vermesi ile başlar.
Kitapta esas kahraman Selim’dir. Selim kendisinin tutunamayan bir insan olduğunu fark etmiş ve hayatta nasıl bir kapanıklığın içine gömülü olduğunu kendi yazdığı bir ansiklopedi de anlatmıştır. Her şeyin farkındadır. Ancak bütün bunları Selim öldükten sonra ona hayatı boyunca hayran olan Turgut ortaya çıkarmıştır. Oysa Turgut romanda tutunabilenlerdendir.
Selim’in ölümü onu çok derinden sarsmış ve başından geçenleri araştırdıkça onun nasıl bir mutsuzluk içerisinde hayatını sürdürdüğünü görmüş ve bunu Selim’in bir arkadaşı olarak nasıl farketmediğini sorgulamıştır. İşte o saatten sonra kendisini tutunamayan olarak görerek bu mektubu da verdikten sonra ortadan kaybolmuştur.
19. HAYVAN ÇİFTLİĞİ- GEORGE ORWEL
Siyasi manada iğneleyici bir dilin gerçek hayatta yönetim sistemlerinde yaşanan sıkıntıları hayvanlar üzerinden anlatan eser; E kitap okuyucusu olan herkesin çoğunlukla tercih ettiği ve insanların yönetimlere karşı ne şekilde tavır takınabileceği mesajı vermektedir.
Çiftlikte Koca Reis isminde bir domuz diğer hayvanlara gördüğü bir rüyayı anlatır. Insansız bir hayatın hayvanlar için mükemmel olduğunu, köle olmadan hayat sürdükleri, her işte hem patron hem çalışan olabileceklerini (yöneten ve yönetilen sınıf ayrımı olmasına gerek olmadığı mesajını verir.) anlatır. Hayvanlar coşkuyla karşılar ancak jones uykudan uyanır ve havaya ateş açar. Hayvanların hepsi uyur.
Birkaç gün sonra Koca Reis uykuda ölür ve bütün hayvanlar bu ölümden ve birkaç gün önceki konuşmanın etkisiyle ayaklanma çıkartırlar ve Jones u yenerek çiftlikten atarlar. Artık kendi çiftliklerinde çalışarak hayat sürüyorlardı ve bu diğer civarlarda da hayvanların ayaklanmasına sebep olacak bir başarıydı.
Hayvanların bu başarısı ve yönetimi ele geçirilmesi konu olarak temsili olsa da gerçekte de en çok satan kitaplardan olması bazı çevrelerde yasaklanmasına sebep olmuştur.
20. İNSAN NE İLE YAŞAR- TOLSTOY
E Kitap okuma platformlarının neredeyse hepsinde rahatlıkla temin edebileceğiniz ve asla okumadan geçmemeniz gereken bir kitap.
Eserde ayakkabı ustası Simon ile Tanrı’nın cezalandırdığı bir melek olan ve çırılçıplak dünyaya gönderilen Mihael’in başından geçenler anlatılmaktadır. Simon Mihael’ e yardım eder, evine alır ve ona iş öğretir. Yanında çok kısa sürede işi ondan iyi yapar hale gelir.
Bir gün içeriye çok zengin ve despot bir adam gelir ona bir çizme gösterir tam bunun gibi olmasını istiyorum der. Simon Mihael’in onayı ile işi alır. Ancak çizme değil terlik yaptığını görünce Simon çok sinirlenir. Ne cevap vereceğini düşünürken adamın öldüğü haberi gelir. Ve Mihael gülümser.
Her gülümsemesinde bir nur açığa çıkar. Sonra da üç çocuğu olan bir kadının öldüğü haberi gelir ve bunu duyan Mihael üç kere gülümser ve üçünde de nur saçar. Ve insanın ne ile yaşadığını onlara anlatır.
21. MARTI JONATHAN LİVİNGSTON – RİCHARD BACH
Her kitap arşivi arasında da yer alan ve 1972 yılında yazılan bu kitapta; kendi türüne kıyasla sıra dışı bir martı olan Jonathan Livingston anlatılmaktadır.
Martı Jonathan sürüdeki bütün kuşlardan farklıdır. Onlar sadece karınlarını doyurmak isterler. Jonathan’ın amacı çok daha iyi uçmaktır. Annesi, Jonathan’a karşı çıkar. Ona göre; alçaktan başarılı bir şekilde uçmak martıların değil, albatrosların yapabildiği uçuştur. Annesinin bu düşüncesine katılmaz. Uçuş denemeleri yapmaya devam eder.
Bir gün karanlıkta uçmayı dener. Martılar karanlıkta uçamaz diye bilindiğinden, bunu başaran ilk martı olmak ister. Gece uçmayı başarmıştır. Bir zaman sonra sürüyle birlikte uçmak istemez. Zaten sürüdeki martılar Jonathan’ın akrobatik uçuş denemelerine karşıdırlar. Jonathan sürüden atılır. Artık yalnız bir martı olarak hayatına devam eder.
Dünyadan ayrılıp başka bir gezegene uçmaya giden Jonathan Livingston, burada kendisi gibi farklı uçuşlar sergileyen martı arkadaşları ile tanışır. Onlardan birçok uçuş tekniği ve değişik hareketler öğrenir. Artık daha da bilgilidir.
Öğrenci martılar bulup, kendi bildiklerini onlara öğretmek amacıyla dünyaya geri dönüş sağlar. Hevesli ve istekli birçok öğrencileri olur. Bütün bildiklerini onlara aktarmıştır. Çeşitli tekniklerle uçan, sınır tanımayan, amacı sadece karınlarını doyurmak olmayan bir sürü martı yetiştirmiştir.
22. YABANCI – ALBERT CAMUS
En çok okunan kitaplar arasında da yer alan Albert Camus’un Yabancı isimli kitabını size kısaca tanıtmak istiyoruz.
Meursault, diğer insanlara göre değişik karaktere sahip bir bireydir. Bir gün annesinin öldüğünü öğrenir. Cenazeyi teslim almak için bakımevinin yolunu tutar. Ölen kişi annesi olduğu halde, soğukkanlı davranışları herkesin dikkatini çeker. Son kez bile olsa, annesini görmek istemez. Hatta şaşırtıcı bir şekilde, tabutun başındayken bile kayıtsız hareketler yapmaya devam eder.
Cenazenin ertesi günü sevgili edinmiştir. Sahilde sevgilisi ile dolaşırken, kavgaya karışır. Yanlışlıkla bir kişiyi öldürür. Tutuklanır. Tüm ülke Meursault’ u konuşuyordur. Mahkemeye çıktığında savcı onu sadece insan öldürmekte suçlamaz. Annesinin ölümünü umursamadığı için, toplumun normlarına da aykırı hareket ettiği söylenir.
Anlamsız bir şekilde her şeye kayıtsız kalabilen Meursault’un; topluma yabancılaşması, Varoluşçuluk ve Absürdizm akımları ile birlikte ele alınmıştır.
23. SUÇ VE CEZA – DOSTOYEVSKİ
Milli Eğitim Bakanlığının 100 temel Eser Listesi içinde yer alan Romanın kahramanı Raskolnikov, maddi sıkıntılardan dolayı hukuk eğitimini yarıda bırakır. Geçinebilmek için bazı temel eşyalarını tefecilik yapan yaşlı bir kadına rehin bırakır ve karşılığında para kazanır. Raskolnikov’a göre yaşlı kadın; insanların çaresizliğinden gelir elde ettiği için, kötüdür. Onun topluma faydasız olduğunu düşünüp öldürme kararı alır. Böylece tefecinin parasını alıp, yarıda bıraktığı eğitimini tamamlayacak, ülkesine ve insanlığa faydalı bir birey olacaktır. Bir gün kadının evine gider ve onu baltayla öldürür. Evden ayrılırken birkaç süs eşyasını da yanında götürür.
Raskolnikov çok tedirgindir. Yaşlı kadının evinden aldığı eşyaları, gören olmasın diye korkuyla saklar. Günlerce çaresizlik içinde kıvranır. Korku ve vicdan azabından dolayı cezasını çekmeyi, iç huzura kavuşmayı arzular. Bir insan öldürmüştür. Bunun bedelini ödemeye hazırdır. Olay yerine geri döner ve kendisini yakalatır.
Sürgün yıllarında iç dünyası ile yüzleşir. Çeşitli konularda, kendince çözümlemeler yapmaya çalışır ve en sonunda psikolojisi alt üst olur.
Dünya Klasiklerinden olan bu kitapta; Raskolnikov üzerinden suç, ceza, adalet, vicdan ve inanç konuları detaylıca sorgulanıyor.
24. AŞK – ELİF ŞAFAK
Elif Şafak’ın en çok okunan kitapları arasında ilk sırada yer alan bu romanı; farklı devirlerde yaşanılan olayların nasıl iç içe geçtiğini anlatır.
Amerikalı Ella Rubinstain; orta yaşlı, üç çocuk annesi, evli bir kadındır. Editör asistanı olarak bir yayınevinde çalışmaya başlar. A. Z. Zahara isimli yazarın Tasavvuf felsefesini işleyen romanını incelemektedir. Ella bu işi sayesinde; beklenmedik bir şekilde dünyevi aşkı tadacaktır.
Zahara ve Ella e-mail yoluyla iletişim kurmaktadırlar. Sürekli farklı ülkelere seyahat halinde olan bu adam, Ella’ya hem kendinden, hem de romandan bilgiler verir. Zaman geçtikçe bu iki arkadaş birbirlerine aşık olurlar. Kitabın sonunda birbirlerine kavuşurlar. Engel olamayacakları ve beklenmeyen bir durumla karşı karşıya kalacaklardır.
Romanda anlatılan diğer konu ise, Mevlana ve Şems’in mistik aşkıdır. Her ikisinin de ilahi boyutta yaşadığı duygulara, Tasavvuf felsefesine dikkat çekilerek yer verilmiştir.
25. IKIGAI – JAPONLARIN UZUN VE MUTLU YAŞAM SIRRI – HECTOR GARCİA
Kişisel gelişim kategorisinde en çok okunan pdf kitaplar arasında yer alan bu kitap; ikigai kelimesinin tanımını şu şekilde yapıyor: ‘’ Hep meşgul kalarak yaşama sanatı. ‘’ Kitapla ilgili akıllarda kalan en önemli öneri ise; sabah yataktan kalkmak için bir nedenimizin olması gerektiğidir.
Japonya halkı; emekli olduklarında bile, kendilerine aktif olarak uğraşacakları bir alan seçmekten geri kalmazlar. Çünkü onlara göre uzun yaşamanın sırrı; boş kalmamak, uzun süre oturmamak, dengeli beslenmek, insanlığa yararlı işler yapmak, hareketli yaşamak, hiçbir koşulda pes etmemek vb.
Kitapta herkesin kendi ikigaisini bulması öneriliyor. Yani insanların hayatta kalma sebebi her ne ise; bu ikigaidir. İkigai sayesinde, insanlar hayatlarının amacını sorguluyor ve bu amaç doğrultusunda hareket ediyorlar.
26. YÜREĞİM SENİ ÇOK SEVDİ – CANAN TAN
Murat ve Aslı üniversitede tanışan iki arkadaştır. Murat; Bursalı zengin bir ailenin oğludur ve Aslı’ya ilk görüşte aşık olmuştur. Aslı da ona karşı boş değildir. Zamanla arkadaşlıkları ileri boyutlara taşınır. Evlenmeyi düşünüyorlardır. Murat’ın ailesi ise, Aslı’yı oğullarına layık görmezler. Onlar; entelektüel olmayan, dindar ve çalışmayan bir gelin istiyorlardır.
Aşıklar tahmin etmedikleri engellerle karşılaşırlar. Ne kadar deneseler de, Aslı gelin olarak kabul ettirilemez. Artık ümitler tükenmiştir. Bunun üzerine Aslı, eğitim için Amerika’ya taşınır. Türkiye’ye dönmek istemez. Sürekli olarak Amerika’da yaşamaya karar verdiğinden; aşık olmadığı bir Amerikalı ile evlenir. Evliliği uzun sürmeyecektir. Bir süre sonra eşinden boşanır ve Türkiye’ye dönme kararı alır.
Türkiye’ye geldiğinde öğrenir ki; Murat evlenmiştir ve bir kız çocuğu vardır. Çocuğunun adını da Aslı koymuştur.
Klasik aşk romanları arasından anlatımı ve duyguları ifade edişi ile bir adım öne çıkan Canan Tan’ın “Yüreğim Seni Çok Sevdi” isimli kitabını tüm kitapevlerinden temin edebilirsiniz.
27. PİRAYE – CANAN TAN
Genç bir kız olan Piraye, edebiyat ve tarih tutkunudur. Diş hekimi olan babasının ısrarları üzerine, dişçilik eğitimi almaya karar vermiştir. Kolejden arkadaşı Esin ile birlikte Marmara Üniversitesi Diş Hekimliği bölümünü kazanır.
Ablasının sorunlu ve mutsuz evliliğinden dolayı, erkeklerden uzak kalmaya çalışır. Güzel ve alımlı olan Piraye; kendisine aşık olan erkekleri ya reddetmiştir ya da arkadaş kalmayı tercih etmiştir. Bir gün kendisiyle aynı bölümden olan Haşim’le tanışır. Haşim, Diyarbakırlı bir aşiret ailenin oğludur. Birbirlerine aşık olurlar. Her şey çok hızlı gelişir. Erkekler hakkındaki görüşü Haşim ile değişen Piraye; aldığı evlilik teklifini kabul eder. Haşim askerden döndüğünde, Piraye’nin okulu bitmiştir. Evlenirler. Haşim’ in ailesi memlekette bir muayenehane açar. Evlendikten sonra mecburen Diyarbakır’da yaşamaya başlarlar. Bir süre sonra Piraye hamile olduğunu öğrenir.
Dünyaya getirdiği kız çocuğuna Dicle adını verirler. Eşi ve eşinin ailesi, zamanla erkek çocuk doğurmasını ister. Diyarbakır’daki bir doktor, onun erkek çocuk doğuramayacağını söyler. Piraye bunu eşiyle paylaşır. İlk başlarda erkek çocuk sahibi olamayacağını sorun etmeyen Haşim, bir süre sonra Piraye ile anlaşamaz duruma gelir. Çok yıpranan Piraye İstanbul’a döner. Bu sürede Haşim’e kuma getirilmiştir. Kumanın erkek çocuk doğurması beklenmektedir ama o sakat bir kız çocuğu doğuracaktır.
İstanbul’da babasının muayenehanesinde çalışan Piraye, erkek bir çocuğa hamile olduğunu öğrenir. Bütün yaptıklarından pişman olan Haşim, eşini ve çocuğunu Diyarbakır’a götürmek için af dilemeye gelir. Piraye onu affetmez. Diyarbakır’a dönen Haşim’in öldüğü haberi gelir. Talihsiz kadın Piraye, doğurduğu erkek çocuğuna Haşim adını verir.
28. SENDEN ÖNCE BEN – JOJO MOYES
En çok okunan kitaplar listesinde yer bulan “senden önce ben” isimli romanın kahramanı Louisa İngiltere’nin bir kasabasında ailesi ile birlikte yaşamaktadır. Çok sevdiği işinden ayrılmak zorunda kalan genç kız; bakıcılık ilanı görür ve işe kabul edilir.
Will, trafik kazası sonucu tekerlekli sandalyeye mahkum olmuş genç bir adamdır. O artık mutsuzdur. Yaşamına son verme kararı alır ve intihar girişiminde bulunur. Ailesinin bu intihara engel olması üzerine bir anlaşma yaparlar. 6 ay boyunca hayatta kalmak için ailesi tarafından ikna edilmeye çalışılacaktır. Eğer ikna olmazsa, İsviçre’de yasal yollarla hayatını sona erdirecektir. Will’in annesi Camilla, bakıcı olarak Louisa’yı işe almıştır.
İlk zamanlar Will ve Lou iyi anlaşamazlar. Zamanla birbirlerini tanıdıkça çok iyi vakit geçirirler. Daha önce yapmadıkları şeyleri birlikte yaparlar. Bir gün Lou, ölme arzusundan kurtulması için Will’i vazgeçirmek amacıyla işe alındığını öğrenir. Derinlemesine üzüntü duyar. Her şeye rağmen aralarındaki yakınlaşma artar, eskisine oranla Will daha da mutludur.
6 aylık süre dolmuştur. Loi ve Will birbirlerine olan aşklarını itiraf ederler. Will engelli olduğu için Loi ile birlikte olmak istemez. Loi, onun ölmek istediğini bildiğini söyler. Vazgeçmesi için elinden geleni yapar ama sonuç nafile. Will İsviçre’ye gider ve yaşamına son verir. Loi’ye bir mektup bırakır. Zarfın içinde Loi’nin üniversite eğitimi için gerekli olan para da vardır.
29. LEYLA İLE MECNUN – BURAK AKSAK
Mecnun, Leyla, Aksakallı Dede, Baba İskender, İsmail Abi, Erdal Bakkal, Yedek Kamil, Gözlüklü Çocuk Kaan ve diğerleri… Bir Televizyon dizisi olarak bildiğimiz Burak Aksak’ın Leyla ile Mecnun’u kitaba uyarlanmış halidir.
Aynı gün, aynı hastanede doğan iki kişidir; Leyla ve Mecnun. Nasıl olduysa yıllarca birbirlerine rastlamamışlardır. Mecnun’un annesinin altın gününde, eve gelen misafirlerden birisi de Leyla’dır. Mecnun onu görür görmez aşık olur ve hatta bayılır. O günden sonra Mecnun Leyla’nın peşinden koşmaya başlar.
Leyla’nın Arda adında sevgilisi vardır. Mecnun asla vazgeçmez ve Leyla’nın gönlünü kazanmaya çalışır. Bütün mahalle seferber olmuştur Mecnun’a. Arda’nın babası da Leyla’yı gelin olarak istemediğinden; o da Mecnun’a taktikler vermektedir.
Ne kadar uğraşsa da; her seferinde eline yüzüne bulaştırır, bir türlü Leyla’ya ona aşık olduğunu söyleyemez. Mecnun artık dayanamaz ve tüm cesaretini toplayıp Leyla’nın karşısına çıkıp, aşkını ilan eder. Leyla da Mecnun’un aşkına karşılık verir.
Her şey yoluna girdi derken; bu sefer de Leyla’nın babası Mecnun’u istemiyordur, Arda Leyla’nın peşini bırakmıyor, Aksakallı Dede birlikte olmalarını dünyaya kötülük olarak görüyordur. Engeller arttıkça ümitleri tükenmeye başlamıştır. Leyla, Mecnun ile kavuşamayacaklarını ve dünyanın iyiliği için kendisinin ölmesi gerektiğini söyler ve uçurumdan atlar.
30. AKLINDAN BİR SAYI TUT – JOHN VERDON
Sayılar aracılığıyla gizem ağları örmeyi başaran bir katil… John Verdon’un okuyabileceğiniz bu eseri; ilginç karakterle karşımıza çıkan, sıra dışı bir polisiye romanıdır.
Kurbanlarının posta kutularına mektup bırakan katil; bedel ödeteceğini ve onları çok iyi tanıdığını söyler. Bunu kanıtlamak için de, akıllarından 1 ile 1000 arasında bir sayı tutmalarını ister. Zarfın içindeki ilave kağıtta; ilginç bir şekilde kurbanların akıllarından tuttuğu o rakamlar çıkar.
Katil cinayetlerini seri bir şekilde işlemeye devam ederken; arkasına bir de dedektif takılmıştır. Onu araştırmaya ve takip etmeye koyulur. Katil hep aynı teknikle insanları öldürüyordur. Cinayet sonrası hep aynı görüntüyle karşılaşılır; maktullerin boğazları parçalanmış oluyor ve mutlaka olay yerinde içki şişesi bulunuyordur.
E-kitap okuyucuları için romanın sonunda hem sır perdesi aralanacak, hem de sayıların gizemi ortaya çıkacaktır.
31. BUKRE – KAHRAMAN TAZEOĞLU
Platonik bir aşkın, nasıl ulaşılabilir hale dönüştüğünü bu kitapta görebiliriz.
Bukre ve Selim çocukluktan beri arkadaştırlar. Hatta arkadaşlıktan öte bir samimiyetleri vardır. Çok iyi anlaşırlar, birbirlerine tüm dert ve sevinçlerini anlatırlar.
Bukre çok sevdiği erkek arkadaşı tarafından aldatılır. Yaşadığı bu yıkıcı olayı, gözyaşlarıyla Selim’e anlatır. Selim onu teselli etmeye çalışır. Bir gün Bukre’nin morali yerine gelsin diye, onu kampa götürür. Kampta Cem ile arkadaş olurlar. Bukre ile Cem yakınlaşırlar, birbirlerinden hoşlanmışlardır. Zamanla sevgili olurlar. Bütün maddi sıkıntılarında Cem’in yardımına Bukre koşar ve onun en büyük hayalini gerçekleştirmesinde etkili olur. Bütün bunlara rağmen Bukre sevdiği adam tarafından şiddet görür. En yakın kız arkadaşı ile aldatıldığını öğrenir. Artık kararlıdır; ne kadar sevse de onu terk edecektir.
Yine kendini dostu Selim’in kollarında bulur. Onu en iyi teselli eden, acılarını unutturan hep Selim olmuştur. Bukre, Selim’in bir platonik aşkı olduğunun farkındadır, fakat bunun kim olduğunu bilmiyordur. Cem konusunda gel git yaşayan Bukre’nin tekrar ona dönmesinden korkan Selim; büyük aşkının kim olduğunu itiraf eder.
32. AYNI YILDIZIN ALTINDA – JOHN GREEN
John Green’in “Aynı yıldızın altında” isimli kitabının kahramanı Hazel 16 yaşında ve kanser hastasıdır. Yeni gelişen ve her kanser hastasında işe yaramayan bir yöntemle; ölüm zamanı biraz daha ertelenmiştir. Destek grupları aracılığıyla moral bulmak ve yeni arkadaşlar edinmek ister. Augustus ile tanışır. Augustus’un ise; kansere yenik düşmesine az bir vakit kalmıştır.
İkili çok iyi vakit geçiriyor ve birbirlerine adeta moral kaynağı oluyorlardı. Bir gün, genç adamın evinde birlikte film izlerler. Hazel filmin sonunda ona bir kitap verir. Bu kitabı okuyup bitirmesini rica eder. Genç adam kitabı bir solukta okuyup bitirir. O da Hazel gibi kitaptan çok etkilenir. Kitapta cevaplanmamış sorular vardır. Hazel ısrarla kitabın yazarına ulaşmaya çalışır, ancak başaramaz. Augustus, genç kızı mutlu etmek için bir şekilde yazara ulaşmıştır. En önemlisi de; yazar onları Amsterdam’a çağırır. Bu davet karşısında iki genç çok mutlu olurlar ve Amsterdam’ın yolunu tutarlar.
Bu kısa tatilde hem daha çok yakınlaşırlar, hem de keyiflerini yerine getirecek güzel zamanlar geçirirler. Tek bir sıkıntı vardır; yazarla görüşmüşler ve aradıkları cevapları alamamışlardır. Eve dönüş yolunu tutarlar.
Bir süre sonra Augustus öleceğinin farkına varır. Artık zamanı kalmamıştır. Sevgilisi Hazel’i mutlu etmek adına; son olarak yazara bir mektup gönderir. Mektuba ölmeden önce son dileğini yazacaktır. Aslında Augustus’un yazdıkları, Hazel’in aradığı cevaplardır.
33. KIRLANGIÇ ÇIĞLIĞI – AHMET ÜMİT
Bilinen ve sonlandırılamayan bir seri katil vakası tekrar gün yüzüne çıkmıştır. Körebe adındaki seri katil, çocuk tacizcilerini tespit edip öldürmektedir. Bu suç dosyası ile ilgilenen Nevzat Başkomiser, eşini ve kızını kaybetmiştir. Hatta kızı, yıllar önce tacize maruz kalmıştır. Körebe dosyası, Başkomiser için oldukça zorlayıcıdır.
Körebe, cinayetleri işlerken hep aynı yöntemleri kullanır. Seçtiği kurbanların hepsi çocuk tacizcisi olduğundan; onları öldürüp çocuklarla alakalı bir alana götürüp bırakır. Cesedin yanına da bir oyuncak koymayı ihmal etmez. Ölülerin gözlerini kumaş bir bantla kapattığından dolayı bu seri katile Körebe adı verilmiştir. Aynı zamanda tacizcileri öldürdükten sonra sağ kulaklarını mutlaka kesmektedir.
Bu Kitapta, Nevzat Başkomiser ve ekibi tarafından Körebe’nin işlediği tüm cinayetlerin izi sürülmektedir.
34. SAKLI SEÇİLMİŞLER – SONER YALÇIN
Araştırmacı gazeteci Soner Yalçın, belgelere dayandırılarak yazdığı bu kitabında; gıda sektörünün insanların hayatını nasıl tehdit ettiğini ele alıyor. Bilinmeyen, merak edilen ve açıklanamayan konuları gün yüzüne çıkarıyor.
Kitapta detaylıca açıklanan sorulardan bazıları ise şöyledir;
Anamur’dan gelen muzlar neden daha küçük? Amerika’dan gelen çikita muz ile yerli muzun fiyat farkının sebebi nedir?
Şeker hastalığı ülkemizde ve dünyada neden artış gösterdi?
Mezopotamya zamanında 11 bin bitki türü varken, şuan neden yok? Dünyadaki Tarım canavarları kimler? Tohumculuk Kanunu neden çıkarıldı?
Hindistan’daki aşırı kuraklığın gerçek sebebi nedir?
Meyve sularındaki tehlike nedir?
En büyük kanser tetikleyicisi nedir?
Siyaset, para, güç sağlık, gıda ve diğerleri… Birçok konunun barındırıldığı bu kitap, gerçekleri akıcı bir dille okuyucuya sunuyor.
35. BİR ÖMÜR NASIL YAŞANIR – İLBER ORTAYLI
Ülkemizin tarih alanında öncü profesörlerinden olan İlber Ortaylı’nın; hayatın her alanına ve her yaşa dair tavsiyelerin yer aldığı bu kitap, kendi hayatı hakkında sorularla boğuşan ve bir yön bulmaya ihtiyacı olan insanlara kılavuz niteliğindedir.
Kitapta detaylıca cevaplanan sorulardan bazıları şöyledir:
Hayattan zevk almak için en çok neye ihtiyaç var?
İnsanlar, kimlerden neler öğrenebilir?
İnsan kendi kendini yetiştirebilir mi?
Bireylerin meslek seçiminde dikkat etmesi gereken en önemli husus nedir?
İyi bir şekilde yeni bir dil öğrenmek nasıl olur?
İş hayatında başarılı olmanın ve bir işi iyi yapmanın altın kuralı nedir?
Nereleri mutlaka gezmemiz gerekir?
YaGenel Kültüre de etkili olan bu kitapta; insanların hayatlarını nasıl yaşamaları gerektiğine dair altın değerinde tavsiyeler yer almaktadır.
36. USTALIK GEREKTİREN KAFAYA TAKMAMA SANATI – MARK MANSON
Amerikalı blog yazarı Mark Manson, kişisel gelişim kategorisinde yazdığı bu kitabında; insanların karşılarına çıkan zorlukları nasıl yenmeleri gerektiğine değiniyor. Kitap, 9 adet başlıktan meydana gelmiştir.
Çabalama: Yaşamda bir şeylere ulaşabilmek için insanların hep bir çaba göstermesi gerektiği anlatılıyor.
Mutluluk Bir Sorundur: Sürekli mutlu olmayı arzulamak yanlıştır. En doğrusu, sorunların en aza indirgendiği hayatı hedeflemektir. Çünkü olumsuzluklar da mutsuzluklar da yaşamın bir parçasıdır.
Özel Değilsiniz: Sorunlar tek bir kişiye özgü değildir veya başarılar da tek bir insana ait olamaz.
Istırap Çekmenin Değeri: İnsanın doğası gereği, fiziksel ve psikolojik acı çekmesi de bir zorunluluktur. Bu acılar sağlıklı ve bazı durumlarda gereklidir.
Seçim Sizindir: Neyi kafaya takıp takmayacağınıza kendiniz karar vermeniz gerek. Hangisi daha önemli boyuttaysa ona göre bir derecelendirme yapılmalı.
Her Konuda Yanılırsınız: Bireylerin sürekli olarak doğru ve haklı olamazlar.
Başarısızlık İlerlemektir: Başarısızlıktan başarı hedefine doğru giderken yol alınmış olunur.
Hayır Demenin Önemi: Bir şeyi veya bir kimseyi geri çevirmek, durumları iyileştirme sürecine sokar.
Ve Ölürsünüz: İnsanların ölüm korkusundan bahsedilmiştir.
37. METASTAZ – BARIŞ PEHLİVAN
Kırmızı Kedi Yayınevi tarafından basılan bu kitapta; devlet, tarikat, cemaat, siyaset gibi konular iddialı bir şekilde ele alınmıştır. Günümüz Türkiye politikası çeşitli yönlerden eleştirilmiştir.
Türkiye’de var olan tüm tarikatlar, cemiyetler yazar tarafından araştırılmış ve bunların iç yüzleri anlatılmıştır. Bilinmeyen olaylara, daha önce yorumlanamayan fotoğraflara, örtbas edilen telefon görüşmelerine, FETÖ operasyonuna, hapisten çıkan iş adamlarına, rüşvet alan hakimin nasıl yakalandığına, kendisini MİT’çi olarak tanıtarak dolandırıcılık yapan gazeteciye, hüsn-ü şehadetin ne olduğuna ve daha bir çok konuya detaylıca yer veriliyor.
Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu tarafından ortak bir çalışmayla yazılan bu kitap; gündemdeki politika olaylarını, tarikatları ve cemaatleri öğrenmek isteyenlerin faydalanacağı bilgiler içeriyor.
38. İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN – SABAHATTİN ALİ
Sabahattin Ali’nin en çok okunan kitaplarından biri olan “İçimizdeki Şeytan” isimli kitabının kahramanı Ömer, arkadaşı ile vapurda sohbet ederken genç bir kız dikkatini çeker. Gözlerini ondan ayıramaz. Kızın yanında oturan kişinin uzaktan akrabası Emine Teyze olduğunu fark eder. Kızın adı Macide’dir. Balıkesir’den İstanbul’a musiki eğitimi almak için gelmiştir ve Emine Teyze’nin evinde yaşamaya başlamıştır. Macide’nin babası kızına, evinde kaldığı insanlara ödemesi için bir miktar harçlık göndermektedir. Balıkesir’de musikiye olan ilgisinden dolayı Macide, öğretmenleri ve arkadaşları tarafından çok konuşuluyordur. Öğretmeni Bedri Bey ile aralarında yakınlaşma olduğu da yayılmıştır.
Ömer, misafirliğe Emine Teyze’lere gidip geldikçe genç kıza olan ilgisi artmıştır. Bazen kızı okuldan alıyor ve birlikte vakit geçiriyorlardır. Zamanla birbirlerini daha iyi tanırlar. Bir gün Ömer Macide’ye duygularını açar, Macide’de aynı şekilde karşılık verir.
Macide’nin babası ölünce, harçlık gönderecek kimsesi kalmadığından Emine Teyze’lerin evinden kovulur. Ömer’e taşınır. Birlikte karı koca gibi yaşarlar. Ömer postanede çalışıyordur ve maddi sıkıntılar içerisindedir. İş yerinden veznedar arkadaşının kasadan para çaldığını öğrenir. Başka bir arkadaşının aklına uyup; veznedarı tehdit eder ve ondan para koparır. Bu durumdan vicdan azabı duyar ve o parayı da kendisine akıl veren arkadaşına iade eder.
Balıkesir’den Bedri Bey ile Ömer eski arkadaş çıkarlar. Bazı zamanlar Bedri Bey, Ömer ile Macide’nin evine ziyarete gelir. Macide’ye karşı hala bir şeyler hissetmektedir. Macide de boş değildir ona karşı. İkisinin hal ve hareketlerinden şüphelenmeye başlamıştır Ömer. Bir gün haksız yere ikisine de bağırır. Sonra haksız yere bağırdığının farkına varır. Özür dilemek istese de, Macide ile aralarında ilişki eskisi gibi olmayacaktır.
Macide ve Ömer arkadaşları ile birlikte eğlenmeye giderler. Her nasıl olduysa Ömer’in birkaç arkadaşı (Ömer’in borçlu olduğu kişiler), Macide’yi taciz ederler. Ömer olayların farkındadır ama sesini çıkaramaz. Onun ilgisi başka bir kadındadır aslında.
Bütün bu olanlara Macide dayanamaz ve Ömer’i terk ederek Bedri Bey’e yerleşir.
39. HAYVANLARDAN TANRILARA SAPİENS – YUVAL NOAH HARARİ
İsrail kökenli yazar Yuval Noah Harari’nin en çok satan kitaplar listesi içinde uzun zamandır yer alan bu kitabı; bilimle tarihi harmanlayıp, insanın yaratılışı ve doğasına dair bütün sorulara cevap veriyor.
Kitabında bilimsel dille ele aldığı ayrıntılar genellikle; paraya insanlar tarafından neden bu kadar çok değer verildiği, kadınların başarılı oldukları bilindiği halde; çoğu toplumun neden erkek egemenliğinden çıkamadığı, insanların güçlerinin farkında olup da; bu gücün mutluluğa dönüştürülememesi, insanlık tarihinin gerçekleri, insanlığın gelecekte neye dönüşeceği vb. konulardır.
İnsanlıkla ilgili yazılan kitapların çoğu; ya tarih ışığında ya da biyolojiye dayanarak yazılmıştır. Ancak Yuval Noah Harari; rakip gösterilebilecek eserlerin aksine, insanlıkla ilgili akıllara gelebilecek her türlü konuya bilimsel yöntemlerle ustalıkla değiniyor. Yazar bu kitabında; geçmişi, geleceği ve günümüzü harmanlayıp şaşırtıcı gerçekler sunuyor.
40. ÜÇ KIZ KARDEŞ – İCLAL AYDIN
Yine İclal Aydın ve yine en çok okunan kitaplar listesine hızlı bir giriş yapan kitabı.
Büyükten küçüğe sırasıyla; Türkan, Dönüş ve Derya. Aile fertlerinin; güzel ve acılı günleri, aşkları, kardeşlikleri, iyilikleri, hastalıklı zamanları ve sırları ele alınıyor.
İlk önce Eskişehir’de yaşayan devlet memuru anne ve baba, tayinlerinin çıkmasıyla Ayvalık’a yerleşir. En büyük çocuk olan Türkan, liseyi bitirince varlıklı bir ailenin oğlu ile evlenir. İlk zamanlar mutlu bir evlilik yaşar Türkan. Zamanla eşiyle problemleri artar. Eşi Somer, aylarca yurtdışından dönmez, Türkan’ı aldatır, şiddet uygular. Yıllarca Türkan’ın çilesi bitmez. Defne adında bir kız çocukları vardır. Yaşadıklarına daha fazla dayanamaz ve kızını da alıp Somer’den boşanır. Bir süre sonra karşısına çıkan bir erkekle evlenerek, daha öncekinin aksine mutlu bir hayat yaşar.
Dönüş, çocukluğundan beri Serdar’a aşıktır. Serdar Ankara’da Tıp eğitimi almaktadır. Dönüş ise çok istemesine rağmen Edebiyat fakültesini bir türlü kazanamamıştır. Serdar da Dönüş’e aşıktır. Bu ikili uzun yıllar birbirlerinden haber alamazlar. Bir gün halası tarafından Dönüş’e bir talip bulunur. Bu kişi Serdar’dır. Ailelerin de rızasıyla evlenirler. Artık kavuşmuşlardır. Dönüş erkek bir bebek dünyaya getirir. Adını Can koyarlar. Bir dönem Dönüş kanser hastalığına yakalanır ve bu hastalığı atlatır.
Kafasının dikine giden, cesur ve biraz da haylaz olan Derya Mimarlık Fakültesi’nde öğrenim görmüştür. Üniversiteden arkadaşı olan Erdem ile evlenir. Bir kız çocuğu olur. Derya hırslı ve iş hayatına düşkün bir kadındır. İşinden dolayı kızını ve eşini sürekli ihmal etmektedir. Kocası Erdem ile boşanmanın eşiğinden döner durur.
Dönüş, kendisinin ve kardeşlerinin hayatlarındaki önemli gelişmeleri bir deftere not almıştır yıllarca. Bir gün Amerika’ya gidecek olan yeğeni Defne’nin çantasına bu defteri gizlice koyar. Artık anılar Defne’ye emanettir.
41. OLASILIKSIZ – ADAM FAWER
İlk çıktığı yıllarda en çok okunan kitaplar arasında ilk beşte yer alan kitap hala popülaritesini koruyor. Günümüzdeki modern insan profilinin diline ve dimağına pelesenk olmuş olasılıksız kelimesinin çağrıştırdığı yaklaşımlara anti tez olarak yazılmış sanki.
Milli piyango aldığınızda bir taraftan hayal kurarken bir taraftan da aslında ne kadar boş bir umuda kapıldığınızı düşünürsünüz. Çünkü büyük ikramiye kazanma olasılığınız satılan bilet sayısının üzerindeki rakamlar kadar faktöriyel çarpımına eşittir aslında. Bildiğimiz sayıların yeterli olamayacağı kadar olasılıksız.
Peki neden her seferinde tekrar gidip bilet alırsınız hiç düşündünüz mü?
Adam Fawer üniversitede olasılık üzerine verdiği ilk derste bu soruyu soruyor öğrencilerine.
Siz de düşünmeye sevk etti değil mi bu soru? Eğer cevabını merak ediyorsanız bu kitabı mutlaka okumalısınız. Olasılıksızların nasıl olası olduğunu anlamanızı sağlayacak inanın.
42. HER ŞEY SENİNLE BAŞLAR- MÜMİN SEKMAN
Dünyayı değiştirmek isteyenler işe başlamak için hep gözlerini uzaklara dikerler. Aslında değişime ilk önce kendimizden başlamalıyız.
Probleme değil sonuca odaklanan insanlar kendilerini başarıya götürecek adımları atmaya muktedir olurlar.
Daha bebekken ilk emekleme dönemlerimizde hedefe varıp o oyuncağı almak için ne kadar hevesle gideriz değil mi?
Ama bizim hedefe ulaşacağımızı gören yaşça bizden büyük biri hemen hedefi daha uzağa koyar. Biz yaklaştıkça hedefi bizden uzaklaştırırlar.
İşte tam da burada “kazanılmış çaresizlik Sendromu”na yakalanırız.
Bütün hayatımız bu hastalık tablosu sayesinde şekillenmeye başlar. Etrafımıza bir kabuk oluştururuz.
Bu kabuğu kırmanızı ve başarılı olmayı nasıl öğreneceğinizi merak ediyorsanız tam size göre bir kitap yazmış Mümin Sekman.
Kişisel gelişim konusuna meraklı okuyucular için; okunması gereken kitaplar arasında yerini almakla kalmamış yeniden modifiye edilmiş ikinci baskısından dolayı kendini yenileyen bir kitap özelliğine de sahip aynı zamanda.
43. ÇALIKUŞU- REŞAT NURİ GÜNTEKİN
Anne ve babası vefat ettikten sonra teyzesinin yanında büyüyüp dünyalar güzeli bir genç kız olan Feride ve Kamuran’ın sürekli ertelenen kavuşmalarıyla daha da alevlenen aşk yangınının anlatıldığı bu mükemmel romanı elinizden bırakamayacaksınız.
Akıllı telefonların en sevdiğim özelliklerinden biri de e kitaplara ulaşma kolaylığını sağlaması. Şöyle bir bakayım nasılmış, derken kitabı tekrar okudum sonuna kadar.
Reşat Nuri Güntekin, o kadar usta bir romancı ki; yazdığı aşk hikâyesine bu günkü aşkların yetişme imkânı neredeyse yok. Günümüzde aşklarını neredeyse bir nefeste tüketenlere ders niteliğinde yazılmış gibi. Sizler de kitabı okurken; Feride olacaksınız sanki.
Ağacın üzerinden Kamuran’ın yeni sevgilisini öpmek için yaptığı hamleleri izlerken hem gülecek hem de o sevgilinin yerinde olmayı arzulayacaksınız. Belki de Kamuran olup Çalıkuşu’ nu azarlamak için ağaca çıkmayı arzularken bulacaksınız kendinizi.
Çünkü yazar güçlü anlatımı ve betimlemeleriyle sizi alıp esas kız ya da esas oğlanın yerine koyuveriyor; siz farkına varmadan.
Eğer şimdiye kadar okumadıysanız mutlaka okumalısınız çok geç kalmadan.
44. ŞU HORTUMLU DÜNYADA FİL YALNIZ BİR HAYVANDIR – AHMET ŞERİF İZGÖREN
Ahmet Şerif İzgören yapmış yine yapacağını diyorsunuz kitabı okudukça.. Kişisel gelişim seminerlerinde insanlara bir anlamda şifa dağıtan yazarımız kitaplarıyla da bu şifanın idame dozunu almamızı sağlıyor adeta.
On üç bölümden oluşan bu kitabın her bölümü hayatımızdaki hastalıklı bir bölümü konu alıyor. Hastalığın nedenleri üzerinde durduktan sonra bunu nasıl tedavi edeceğinizi öğretiyor sizlere.
Yazar, benliğimize olumlu mesajlar ulaştıran küçük hikâyelerle hayal gücümüzü zenginleştirip olumlu yöne kanalize etmemizi sağlıyor. Avucumdaki Kelebek isimli kitabıyla tanındığı yazarlık serüveninde geldiği noktayı okudukça kendisine hayranlığınız bir kat daha artacak.
45. BİR EKONOMİK TETİKÇİNİN İTİRAFLARI- JOHN PERKİNS
Günümüzde artık savaşlar çoğunlukla ekonomik savaş halinde gerçekleşiyor. Savaşın tarafları kim diye soracak olursanız ;” küresel elitler” denilen yeryüzündeki ve yer altındaki hemen her ekonomik kaynağın sahibi olan birkaç aile var bu dünyada. Taraflardan biri bunlarken diğer taraf ekonomik değeri olan kaynaklara sahip olan ülkeler.
Küresel elitlerin, bu savaşa ilk önce gönderdikleri birim olan “küresel tetikçilerden biri olan yazarımız yaptıklarından pişman olmuş bir tövbekâr gibi içini dökmüş sanki. Günah çıkarır gibi, ama suya sabuna pek fazla dokunmadan..
Şu anda iç karışıklık yaşayan veya ekonomik anlamda dar boğazda olan ülkelerin bu duruma nasıl getirildiği ile ilgili bizzat kendi yaptıklarından hareketle anlattığı için belki de okurken sizi daha bir içine çekiyor sanki.
Dünyada, yakın coğrafyamızda ve ülkemizde yaşananları daha panaromik bir bakış açısıyla gözlemlemek istiyorsanız bu pdf kitabı mutlaka okumalısınız.
46. KAVGAM- ADOLF HİTLER
Bütün dünyayı kasıp kavuran İkinci Dünya Savaşı ‘nın hazırlayıcısı ve uygulayıcısı konumunda olan Hitler’in, Adolf isimli sevimli bir oğlan çocuğundan bir yok ediciye dönüş hikayesini anlattığı biyografisini yer aldığı kitapta sempatik unsurlar bulunsa da o canavar ruhun beslenme kaynakları ve şekillenmesine tanık oluyorsunuz.
İkinci el kitapların arasında bulduğum bir kitap bu. Bu güne kadar neden okumadım ki diye düşündüren bir kitap oldu benim için. Çünkü Hitler’in bir insan olarak doğduğunu unutturmuştu yaptıkları.
Hitler için söylenen “şizofren “ yakıştırmasının aslında ne kadar yetersiz kaldığını anladıkça zamanında o deliyi kafese kapatacak psikiyatrisi olsaydım keşke diyorsunuz.
Diğer taraftan keşke hayatının bir döneminde Mevlana‘ yı tanısaydı diye düşünürken buluyorsunuz kendinizi.
İnsanın ruhundaki ve düşüncelerindeki hastalıklar zamanında tedavi edilmezse bir virüs gibi önce tüm benliğine sonra yakın çevresine en sonunda tüm dünyaya yayılır.
İşte Adolf’un hastalığı daha küçükken fark edilmiş olsaydı Dünya böyle bir felaketle karşı karşıya kalmazdı.
47. BİN MUHTEŞEM GÜNEŞ – KHALED HOSSAİNİ
Yazarımız Khaled Hossaini, kader çizgileri bir noktada kesişen iki kadının erkek egemen bir dünyada, hele bir de savaş iklimindeki bir ülke topraklarında Taliban’ın hüküm sürdüğü bir bölgede, yaşamak ve sevmek için verdikleri mücadeleye tanık olmamız için yazmış bu romanı adeta.
Taliban zulmü altında inleyen bir ülkede kadın olmanın ne olduğunu hissettiriyor size. Öyle yoğun ve ezici bir duygu yoğunluğu yaşıyorsunuz ki okurken kitaptaki karakterle empati kuruyorsunuz ister istemez.
Kadınların uğradığı haksız zulmü de gözler önüne seriyor. Bir bakıma gözümüze sokuyor, kalbimize batırıyor adeta.
Birçok yönüyle Taliban dehşetini anlatan kitaplar arasında en çok okunan kitaplar arasında ilk sıralarda yer alıyor
Aslında bizim ülkemizdeki bazı bölge ve aile yapılarında kadınların maruz kaldığı negatif ayrımcılığa da ışık tutuyor bu yönüyle.
48. SEFİLLER – VİCTOR HUGO
Tam yüz elli yedi ( 157 )yıl önce yazılmış olmasına rağmen içinde gelişen olaylar örüntüsü nedeniyle güncelliğini hala korumakta.
Konu dünya kurulduğundan beri var olan; fakir- zengin, iyi- kötü, merhametli- zalim adı verilen insan kişiliklerindeki zıtlıkların toplum içindeki çatışma ve çakışmalarının yer aldığı ilişkiler bütününde Jan Valjean isimli kahramanımızın hayatı anlatılıyor.
Bu hayat, kötü başlayıp iyi bir insan olan Başpiskopos ‘un sağduyulu yaklaşımı sayesinde iyiye doğru giderken, kötü ve inatçı bir karaktere sahip polis şefi yüzünden tekrar kötüye doğru yönelir.
İnsan ve toplum arasındaki denge bir iyi bir kötü arasında gidip gelen terazinin iki kefesinin de dengeye gelmesiyle son bulur. Ta ki ,bir el bu dengeyi bozana kadar.
49. ADAM – YILMAZ ÖZDİL
Her kadın kadındır. Peki, her erkek adam mıdır? İşte bu sorunun cevabı bu kitapta var. Hatta Yılmaz Özdil kitabının adını erkek yerine Adam koymuş. Daha kitabın adıyla veriyor cevabını.
Kapağını bile açmadan size pek çok şey anlatan bu kitabı okumak ülkemiz tarihinde ve toplumsal, sanat politika gibi çeşitli platformlarında iz bırakmış adamları tanımanız için bir rehber niteliğinde.
Ülkemizin böyle adam olmuş erkeklere ne kadar ihtiyacı olduğu vurgusunu da veriyor alt metinlerde.
İyi bir e kitap okuyucu için rahatça ulaşıp istediği zaman okuyabilme kolaylığı olması gibi bir artısı da var ayrıca.
İyi örnekleri paylaşırsanız etrafınız da iyiliklerle dolup taşar. Kötülük gibi yok edici etkisi yoktur iyi örneklerin. Okuduklarınızı diğer insanlarla paylaşın ki etrafınızdaki adamlar çoğalsın.
Etrafınızdaki adamların çoğalmasını umarak iyi okumalar diliyoruz
50. DOKUZUNCU HARİCİYE KOĞUŞU – PEYAMİ SAFA
Psikolojik tahlilleri bol bol kullanan Peyami Safa bu romanında da çok başarılı betimlemelerinden bizleri mahrum bırakmıyor. Karşılıksız aşk ve çaresiz hastalık sarmalı eski Türk filmlerine ilham kaynağı olmuş ve yıllarca bu ilhamın esinlerini kendisinden sonra gelen çoğu romancıda görmekle beraber psikolojik romanın en önemli ilk örneklerindendir.
Bu yönüyle edebiyat tarihimizde çok önemli bir yer tutan eserde bahsi geçen konular itibariyle o dönemin toplum yapısını anlamamızı sağlayan tahlillerle bizleri aydınlatıyor.
Yazarın otobiyografisi olduğu kanısını kuvvetlendiren pek çok argüman vardır. Anı tarzında yazılan eserin yalın ve akıcı bir anlatımı vardır.
Kitap seçimi yaparken tercih edebileceğiniz ve kolaylıkla sahip olacağınız bu kitap edebiyat tarihi açısından değerli olduğundan ders kitabı niteliği taşır. Tam da bu nedenle en çok satılan kitaplar arasındaki yerini hala korur.
51. SAKIZ SARDUNYA -ELİF ŞAFAK
İyi bir e kitap okuyucu olarak benim düştüğüm yanılgıya düşmemeniz için sizi şimdiden uyarayım.
Elif ŞAFAK adını kitabın üzerinde görüp bunun büyüklere yazılmış bir roman olduğunu düşünmeyin sakın. “ Sakız Sardunya “ tam anlamıyla çocukların hayal dünyasını besliyor. Sevgi dolu kalplerinde çiçekler açtıracak kadar güzel, harika bir çocuk kitabı.
Bir kız çocuğu düşünün adı Sakız Sardunya. Hayvanları ve gitmek isteği yerlerle ilgili hayal kurmayı çok sevdiğini bilen babası,O’na iki su kaplumbağası ve bir atlas alır.
Günün büyük bir kısmını kitaplar ve atlasıyla geçiren bu kız çocuğu okuldaki çocukların acımasız alaylarından bunaldığı zamanlarda huzuru ve mutluğu bulduğu kütüphane onun sığınağı gibidir.
Yine böyle bir günde gittiği kütüphanede ki, ikinci el kitaplar arasında ilginç bir küre bulur. Küreyi alıp eve götüren Sakız Sardunya’nın bu sihirli küre sayesinde yaşadığı sonsuz maceralar arasında kendinizi kaybetmek isterseniz hadi buyrun okumaya.
52. ELİF GİBİ SEVMEK -HİKMET ANIL ÖZTEKİN
Bir şiir kitabı düşünün; okudukça o şiirlerin yazıldığı insan olmayı size arzulatacak kadar tutku ve ilahi bir aşkla sevilmiş bir insan olmayı size arzulatan.
Ya da elif gibi seveceğiniz biri olsun istiyorsunuz bu fani dünyada.
“Cehennemin dibine kadar seviyorum seni” diyebileceğiniz kadar sevdiğiniz biri oldu mu mesela?
İşte bu kitaptaki her bir satır size bunları hissettirecek. Sanki her bir mısrayı okudukça sevdiğinize dönüp “Seni ELİF gibi seviyorum.” Demek istiyorsunuz.
Öyle mısralar var ki acaba sevgiliye mi yoksa yaradana mı söylüyor bunları diye düşünürüyorken birden ;aslında en büyük aşkın ,yaradana duyulan aşk olduğunu doğuruyor kalbinize, bir nur gibi.
Evet okudukça sevdiğinizle aranızdaki bağın daha da kuvvetlendiğini hissedecek birbirinizi ALLAH için sevmenin sizin sevginize nasıl ilahi bir değer kattığının farkına varacaksınız.
Bu kitap işte tam da bu yüzden internette son zamanların en çok okunan şiir kitabı. İyi okumalar.
Elif gibi okuyun ilkmiş gibi. Sonmuş gibi.
Ve unutmayın ELİF gibi sevmek; yalnız sevmektir.
53. KÖTÜ ÇOCUK -BÜŞRA KÜÇÜK
Parçalanmış aile çocuklarının ergenlik döneminde yaşadığı travmalar sonucu başlarına gelen olaylar dizisinin süre geldiği bir romantik aşk hikayesi. E kitaplar arasında da oldukça popüler olan kitabımızın yazarı oldukça genç.
Ancak yazarın oldukça genç olmasına rağmen bu kitapta yakaladığı akıcı üslubu nedeniyle e-okuyucu kitle hedefinin en çok sevdikleri arasına girmeyi başarmış bir kitap olma özelliğini de taşımaktadır.
Özellikle esas kız Kayla ve kötü çocuk Meriç, karşılaştıktan sonra yaşadıkları macera ve fırtınalı ilişkileri oldukça akıcı bir dille ve içten gelen duygularla anlatılmış ki; yazarımız Büşra KÜÇÜK “acaba başından geçen bir hikayeyi mi bizlerle paylaştı “ diye düşünmenize neden oluyor.
Yaşanmış bir aşk hikayesi olduğu olduğunu düşündürttüğü için kitaptaki kahramanlarla daha sıkı bir bağ kurmanıza yol açıyor. Özellikle, bu kitabı okuyup bir kötü çocukla aşk yaşamayı düşündürecek kadar çok hem de…
54. DA VİNCİ ŞİFRESİ- DAN BROWN
Adına bakıp aldanmayın! Sadece bir polisiye ya da sadece bir macera romanı değil.
Bir cinayetle başladığı için polisiye izlenimi vermekle birlikte okumaya devam ettikçe kökleri tapınakçılara kadar uzanan, kadim toplulukların elindeki kutsal emanetlerin peşine düşüldüğü aksiyon dolu bir kovalamacayla başbaşa kalıyorsunuz.
Aynı zamanda bu kadim toplulukların bir birleriyle olan çekişmelerinin yanı sıra tarihte gerçekleşen dünyanın siyasi işleyişine etki eden olaylar üzerindeki rollerinin de farkına varıyorsunuz.
Dan BROWN CNN kanalında yaptığı söyleşide “Öykünün %99 ‘u gerçektir. Mimarlığın, sanat eserlerinin, gizli törenlerin, tarihsel olayların hepsi gerçektir” dedikten sonra e kitap okuyucu olarak bir kez daha okudum. Okuduklarım bu kez beni daha fazla düşünmeye sevketti ve hayrete düşürdü.
Kitabın en çok satan kitaplar listesinde neden aylarca en üst sıralarda durduğunu her halde tahmin etmişsinizdir. Eğer şimdiye kadar okumadıysanız bir an önce okumanızı şiddetle öneririrz.
55. YARALI – KAHRAMAN TAZEOĞLU
Ayrılık acısının dibine kadar yaşandığı bir aşk hikayesi okuyacaksınız. E kitap olarak okuyabileceğiniz bu kitabı okurken ayrılık acısı çekmenin nasıl bir şey olduğunun farkına varmanız işten değil. Kendinizi hazırlayın.
Mutluluk ve umut dolu iki aşık, ekonomik ve sosyal nedenlerden dolayı ayrılır. Biri hayatına kaldığı yerden devam ederken, diğeri hayatını daha fazla sürdüremeyeceğini düşünüp nokta koymaya karar verir.
Ancak koyduğu nokta bir virgüle dönüşür. Bu sırada hayatına giren diğer insanlarla yaşadığı ilişkilerdeki başarısızlıklar sonucu sosyal medyada yaptığı paylaşıma gelen bir yorumla hayatının akışı değişir.
Kaderin onun için başka planları olduğundan habersiz bu akışa kendini kaptıran Kaan ve yaşadıklarını okuyacağınız , bu romanda, duygu yoğunluğunuzda boğulmamaya dikkat edin.
56. NARKOZ- METE GÜNDOĞAN
Yazarın “Küresel Elitler “ olarak etiketlediği bir grup zengin ailenin dünya üzerinde oynadıkları oyunu ve kendi belirledikleri kuralları konu alan e-kitap, dünya üzerindeki ekonomik işleyişin görünmeyen yüzüyle bizi karşılaştırmaya çalışıyor.
“Küresel Elitler “ tarafından büyük çoğunluğun ele geçirildiği ekonomik gücün, geri kalan çok az bir kısmının da elinde olduğunu sanan narkoz verilmiş diğerleri arasında geçen sözde iktidar savaşının aslında yine oyun kurucu “Küresel Elitler tarafından nasıl kurgulandığını aydınlatma çabaları ile dolu bir araştırma inceleme.
Son zamanlarda ülkemiz ve dünya üzerinde oynanan oyunları anlama ve anlatma çabası içinde olan bir araştırmacının geçmişten günümüze kronolojik olarak, ekonomi yol haritasını ve ardındaki güçlerin planlarına ışık tutma amacını güttüğü bu kitabı okurken bazı olaylar ve yazarın açıkladığı ardındaki gerçekler sizi bir hayli şaşırtacak.
57. 4 N 1 K – BÜŞRA YILMAZ
E kitaplar arasına sevilen kitaplarından bir yenisini daha ekleyen yazarımız Büşra Yılmaz, kitabın kahramanları ile birlikte bizleri alıp; önce çocukluğumuza götürüyor. Bazıları hoş bazıları nahoş olan çocukluk anılarımızı bir kez daha bizlere hatırlatıyor. Daha sonrasında ise büyüme sancılarının ruhumuzda kopardığı fırtınaların ortasına atıp bırakıyor.
Doğuştan gelen cinsel kimliğinden sıyrılmaya çalışıp en yakın arkadaşlarının sahip olduğu cinsel kimliğe benzeme çabaları içinde debelenip durmaktadır. Nihayet bir erkek yani okuldaki Burak tarafından çok güzel bir kız olduğu farkedilen Yaprak’ın, kelebeğe dönüş hikayesi anlatılıyor.
Kelebeğe dönüşmenin ne kadar zor ve meşakkatli bir süreç olduğunu anlamaya başlayan yaprak etrafında onun için yanıp tutuşan ateş böceği Ali’ yi farkedene kadar umarız Ali, kendini tamamen yakıp bitirmez. .
58. NİETZSCHE AĞLADIĞINDA- IRWİN D. YALOM
Psikolog ve psikiyatristlerin hastalarına ve öğrencilerine okumalarını önerdiği iki kitaptan ilkidir. Özellikle hayattan ne istediğini veya ne istemediğini anlamak ve hayat felsefesini oluşturmak isteyenlerin yaralanacağı pek çok yönlendirmeyi içinde barındırır.
Freud’ un asistanı olduğu hocasıyla birlikte çalıştığı özel bir vaka olan Nietzshe ve onun yaşadıkları ışığında diğer hastaların durumlarının karşılaştırılmasının olası sonuçlarını birlikte irdelerken siz farkına varmadan okuyucuyu da sanki oradaymış gibi konuşmalarının içine çekerler.
Hayatın size sunulan bir hediye olduğunu farkına varmanızı sağlayacak olaylar ve psikiyatrik karakter, davranış tahlilleri barındıran bu kitap kendinizi anlama yolunda bir başlangıç noktası olacak sizin için..
Rüyaların hayatımızda yaşadıklarımızın ve yaşamak istediklerimizin sentezinden ortaya çıktığı savunan Freud’un asistanlık dönemindeki düşüncelerinin olgunlaşma sürecine de bir ışık tutan kitabı ikinci el kitap satan bir sitede bulup aldım.
Psikolojiyle daha bir ilgili olan günümüz insanının psikoloji ilminin dayandığı temelleri anlayabilmesi için mutlaka okunması gereken psikoloji pdf kitapları arasında yer almalıdır.
59. HARRY POTTER VE FELSEFE TAŞI SERİSİ-J.K.ROWLİNG
Hayal gücü çok geniş bir annenin kaleminden çıkan bu çocuk kitabının kısa sürede dünyada en çok satan kitaplar listesinde birinci sıraya çıkması kimseyi şaşırtmamalı.
Fantastik bir kurgulamaya sahip olan bu kitap o kadar beğenildi ki yedi ciltlik bir seriye dönüştü.
Her kitapta ayrı bir heyecan ve fantastik ögeler bütünü yakalayan yazar okuyucuyu kendi zihnine alıp büyücülerin o çok merak edilen dünyasında gezintiye çıkarıyor. Bunu yaparken de sizi her biri birbirinden heyecanlı maceralara atıp kenara çekilmeyi çok iyi başarıyor.
Bu serinin birden çok kitabı filme çevrilmesine rağmen kitap seçimi yaparken hala en çok okunan kitaplar arasında çocuk kitabı olarak HARRY POTTER VE FELSEFE TAŞI SERİSİ bulunmaktadır.
60. SİNEKLERİN TANRISI- WİLLİAM GOLDİNG
İlk sayfalarda yazarın ironik bir biçimde okuyucuya vermeye çalıştığı çocuk kitabı havası, biraz ilerledikçe bir alegori yani simgesel anlatıma dayalı bir öykü olduğu gerçeğini farketmenizle dağılıyor.
Kitaptaki olaylar zinciri her ne kadar nükleer felaketten kurtarılmak üzere bindirildikleri uçağın düşmesi sonucu ıssız adaya düşen bir grup çocuğun üzerinden anlatılmış olsa da modern dünyadaki pek çok ögenin simgelerini içinde barındırdığından dolayı aslında bir iktidar savaşının taraflarının iç yüzünü bizlere göstermektedir.
İyi ile kötünün savaşı. Kaba kuvvet ve zekanın ,sağ duyunun savaşını ortaya koyarak sürü mantığını da açıklığa kavuşturuyor.
Güçlü olanın şartlar ne olursa olsun, her ne pahasına olursa olsun güçlü kalmak için verdiği mücadeleyi ve bu uğurda neler yapabileceğini bizlerin gözüne sokarken sağduyunun bir toplumun bekası için gerekliliğine de vurgu yapmayı ihmal etmiyor.
61. BEYAZ ZAMBAKLAR ÜLKESİ – GRİGORY PETROV
Bir Çin atasözüne göre kaba kuvvetin sınırı vardır. Ama, zihin gücünün sınırı yoktur.
İşte bu kitap başka ülkeler tarafından sömürülen bataklıklar ülkesi Finlandiya’nın bu gün geldiği zirveye ulaşmak için hangi aşamalardan geçtiğini, nasıl bir sistem uyguladığını anlatması bakımından M.Kemal Atatürk’ün okullarda ders kitabı olarak okutulmasını istemesine neden olmuştur.
Kitaptaki sistemin neredeyse bire bir aynısını yeni kurulan genç Türkiye Cumhuriyeti’nin kalkınması için uyguladığını, kitabı okudukça daha fazla fark ediyorsunuz.
Denenmiş ve başarılı olmuş bu sisteme kendisinden sonra gelen liderler de sahip çıksaydı; Şu anda Türkiye Finlandiya ile yarışıyor olurdu. Oysa şimdi Finlandiya’nın eğitim sistemindeki geldiği noktayı, kültürüne ve insanına verdiği değeri, ekonomisinin su götürmez gücünü sadece imrenerek uzaktan izliyoruz.
Ama size tavsiyem bu kitabı okumanız ve bu sistemi özümsemeniz. Ne kadar çok kişi bunu yaparsa belki biz de Finlandiya gibi bir gün Atatürk’ün ” Beyaz Zambaklar Ülkesi” ülküsüne geri dönme ihtimalimizi o kadar artırabiliriz.
62. BÖĞÜRTLEN KIŞI – SARAH JİO
Böğürtlenler mayıs ayında çiçek açarlar. Bu sırada çok şiddetli bir fırtınayla birlikte kar yağdığını düşündüğünüzde böğürtlenlerin yerinde olmayı istemezsiniz elbette.
ABD’nin Seattle eyaletinde, seksen yıl aradan sonra işte tam da böyle, bir Böğürtlen Kışı yaşanmaktadır.
Eşinin ailesinin sahibi olduğu gazetede çalışan başarılı muhabir Claire‘nin de hayatında çocuğunu düşürmesiyle birlikte bir fırtınalı dönem başlamıştır.
Seksen yıl önce olan olayların, günümüzdeki olaylar ve kişilerle girift bir biçimde birbirine girmesiyle içinden çıkılmaz bir duruma doğru çekildiğinizi hissedeceksiniz.
Birbirinin içine neredeyse ayrılamaz bir şekilde girmiş eski ve yeni olayların sonucunda ne olacağını merakla bekleyerek bir solukta okuyacağınız bu roman, New York Times en çok okunan kitaplar listesinde yer almış, yirmi yedi dile çevrilmiştir.
Ülkemizdeki zengin-fakir ilişkileriyle benzerlik göstermesi bizim kitap okuyucularımızın da beğenerek okumalarına vesile olmaktadır.
63. OD – İSKENDER PALA
“Hamdım, piştim, yandım” der Yunus Emre. Düsturu “hizmet”, misyonu aşkı (Allah Aşkı) anlatmak, dili ise “hal dili”dir.
İskender Pala bu romanında pek çok kaynaktan edindiği Yunus ‘un hayatı ile ilgili bilgileri, mümkün olduğu kadar tutarlılıkla anlatmaya çalıştığı biyografik bir çalışmasını, okuyucuyla paylaşmıştır.
Kitabı okurken zaman zaman gözyaşlarınızın, siz farkına bile varmadan gözlerinize dolduğunu hissedecek, hatta ağlamanıza engel olamayacaksınız.
Bir dervişin derviş hırkasını giymesinin anlamını kavramanıza yeterli olmasa da, neden herkesin derviş olamadığını, anlamanıza faydalı olabilir.
Yunus Emre‘nin halk arasında bilinen menkıbelerinden hareketle, hayatının bilinmeyen ya da daha az duyulmuş yönlerini, olaylar örgüsünün içinde vererek, erdemlerini daha rahat özümsemenize vesile oluyor.
64. DEDEMİN BAKKALI – ŞERMİN ÇARKACI
Yazarın kendi hayatından esinlenerek kaleme aldığı kitabın anlatımı akıcı, dili oldukça yalın.
Küçüklerin gözünden büyüklerin dünyasını bizlere sunmakla kalmayıp küçüklerin hayal dünyasında gerçekleşen olgulara onların tarafından bakabilmemize de yardımcı olmayı misyon edinmiş adeta.
Aslında yaramazlık gibi uyumsuz ve kısa bir kavramla açıklanamayacak fikirlerin uygulamaya dökülmüş hali eğlenceli bir sunumla karşımıza geliyor.
E kitap olarak da okuyabileceğiniz bu kitap iki çocuk annesi başarılı bir yazar olan Şermin Çarkacı’nın ikinci kitabı.
Oyuncu anneyle yakaladığı okuyucu kitlesini, bu kitapla sımsıkı bir şekilde kendine bağlamayı başarmış olacak ki; özellikle e kitap okuyucuları üçüncü kitabın ne zaman çıkacağını sormaya başladılar bile.
65. EMPATİ – ADAM FAWER
Diğer insanlarda olmayan değişik yeteneklere sahip çocuklar ve bu yeteneklerinden faydalanmak isteyen yetişkinler arasında geçen bir hikayenin, yıllar sonra tekrar başlamasının getirdiği, içinden çıkılması neredeyse imkansız durumları konu alan kitap, en çok okunan kitaplar listesine e-kitap olarak da girmeyi başarmıştır.
Adam Fawer’in “olasılıksız” isimli kitabından sonra merakla beklenen ikinci kitabında, Empatlar adı verilen bir grup özel yetenekli insanlar karşımıza çıkıyor. Diğer insanları bir şekilde etkileyebilen bu özel insanları bulup eğitmek isteyen Lazslo ve Darian ‘ın hayatı bir noktada tekrar kesişince asıl hikaye başlıyor.
Yazarın müthiş hayal gücüne ve keskin zekasına hayran olmamak elde değil. Öyle müthiş olayları kurgulamış ve umulmadık biçimde birbirine bağlamış ki ustalığın zirvesine çıkmış adeta.
Okuduklarınız size esin kaynağı olacak ve kişisel gelişiminizde seviye atlamanızı sağlayacak.
66. AÇLIK OYUNLARI – SUZANNA COLLİNS
Bu kitabı sadece fantastik bir macera romanı olarak betimlemek yanlış olur.
Çünkü, kurgusal olarak günümüzde çok uzak yıllar sonrasındaki dünyanın anlatıldığı kitap, aslında günümüzdeki dünyada yaşayan insanların sorunlarını da yansıtıyor.
Tüm bu özelliklerinin yanı sıra konusu ve anlatımı nedeniyle , e kitaplar arasındaki popülaritesini sonuna kadar hak ediyor.
Yoksullukla boğuşurken zenginlerin daha da zengin olmasını sağlamak için ölesiye çalışan insanların, küresel elitler tarafından sindirilmesini sağlayan Açlık Oyunları sürükleyici bir maceraya götürüyor sizi.
Yaşamak için gerekirse bir başkasını öldürmek zorunda bırakılan oyuncular, Capitol tarafından kurgulanan, kurallarını ve şartlarını Capitol’ün belirlediği oyunu bozarak büyük bir devrimin ilk kıvılcımını çıkarırlar.
Serinin diğer kitaplarında bu kıvılcımın tutuşturduğu ateşin etkilerine tanık olacağız.
İnsan iradesinin ve sağduyusunun karşısında bakalım Capitol ne kadar dayanacak?
67. SAFTİRİK GREGİN GÜNLÜĞÜ – JEFF KİNNEY
Bu kitap ortaokul sıralarında ne genç ne çocuk olan Greg isimli bir öğrencinin, yaşadığı olayları kendi gözüyle ve eğlenceli üslubuyla yazdığı günlüklerini birebir bizimle paylaşmasına dayalı, sürekliliği olan bir çocuk kitabıdır.
Ergenliğin ne bela bir şey olduğunu yaşayanların bu durumla eğlenerek başa çıkmalarına yardımcı olmakla birlikte henüz bu aşamaya gelmemiş ama yaklaşmakta olan çocuklara ergenliğin eğlenceli yönlerini göstermeyi amaçlamış sanki.
Yazarın bu serideki ilk kitabı olmasına rağmen, en okunan kitaplar arasındaki yerini, çocuk kitapları kategorisinde yakalamasından sonra, serinin devamının yayınlanması da gecikmedi.
Kitabın kahramanı Greg, o kadar sevildi ki, dünya çapında fanları milyonları aşkın sayıya ulaştı.
68. GRİNİN ELLİ TONU SERİSİ – E.L. JAMES
Yazarın ilk romanı olduğu düşünüldüğünde, akıcı üslubu ve sürükleyici anlatımına hayran kalmamak elinizde değil.
E.L. James’ in bir aşk romanı yazma fikriyle yola çıktığını ancak zamanla erotik ve karanlık, aynı zamanda korkutucu sırların içine çekildiği hissine kapılıyor.
Tecrübesiz ama meraklı bir genç kadının sado- mazoşist eğilimleri olan bir adamla yaşadığı tutkulu, hatta çok tutkulu ilişkiyi anlatırken; insanların en gizli yönlerinin cinsel arzularının esiri olduğu zamanlarda açığa çıktığı gerçeğini de gözler önüne seriyor.
Dijital ortamda da yayınlanan kitap , ilk olarak e- kitap formu ile karşımıza çıktı. Sanal ortamda o kadar tutuldu ki; matbu olarak da basıldı. Otuz yedi ülkede, yetmiş milyon adet satışa ulaşan kitabı yazarken, E.L. James bu başarıyı hayal etmiş miydi acaba ?
69. DÜŞÜN VE ZENGİN OL – NAPOLEON HİLL
Başarılı ve zengin olmanın önündeki en büyük engelin aslında sistemin nasıl işlediğini kavrayamayışımız olduğunu keşfeden yazar, yirmi beş yıl süren araştırmalarında, başarılı olmuş beş yüz ünlü ve zengin kişiyi incelemiştir.
Sonuçların ışığında belirlediği formülü on üç adım olarak size veriyor.
“Hedef belirleme” ile başlayan bu formül korkularınızla başa çıkma yollarını anlattığı on üçüncü adımıyla son buluyor.
Bir kez okumanın asla yetmeyeceği bu kitap, sizi başarı ve zenginliğe götürecek bir kılavuz niteliğini taşıyor adeta.Bu düşünce belki de sizin zengin olmanızı sağlayacaktır. Kim bilir?
70. BAB-I ESRAR – AHMET ÜMİT
Polisiye romanlar yazarı Ahmet Ümit bu romandaki başkarakteri Karen gibi, insanlar bazen alakasız nedenlerle tam da olmaları gereken yere adeta sürüklenerek gelirler.
Kahramanımız Karen de çalıştığı sigorta şirketi tarafından, bir otel yangınının iç yüzünü öğrenmek üzere, daha önce babası ile geldiği Konya ‘ya gönderilir.
İçinde yaşadığı ikilemlerin çıkmazında boğulurken Şems-i Tebrizi gelir yardımına.
Zamanını bir döngü olduğu gerçeğini henüz yeni yeni kavrayan günümüzdeki dünya insanı için kitapta anlatılan bazı olaylar hezeyan hissi verebilir.
Ancak kahramanımız Karen’a, babasıyla yaşadığı geçmiş yaşantısından edindiği tasavvufi bilgi kırıntılarıyla bile, probleme değil çözümüne odaklanırsa, doğruyu bulmasının zor olmadığını kavrama yolculuğunda, zaman döngüsünün rolünü algılamak üzere iyi bir kitap okuyucusu olarak eşlik edebilirsiniz.
71. ALACAKARANLIK – STEPHANİE MAYER
Harry Potter serisinin başarısından sonra, yazarımız Stephanie Mayer, Alacakaranlık kitabıyla başladığı bu kitaplar serisiyle de genç okurlar arasındaki popülaritesini zirveye taşımayı başardı.
Yakışıklı ve karizmatik vampirimiz Edward ve parçalanmış aile sendromu yaşayan genç kızımız Bella arasındaki tutku dolu aşk hikayesinin etkisini size de geçirmek için aralarındaki cinsel çekimi gözler önüne serdiği bölümleri okurken kalbinizin hızlı atmasından endişelenmeyin.
Gerçi, en çok okunan kitaplar arasında gördüğü ilginin sebebi olarak gösterilen bu bölümlerin, çoğunluğu genç kızlardan oluşan okuyucu kitlesini adeta efsunlarcasına kendisine bağlamak için yazıldığını savunan eleştirmenleri haklı çıkarır nitelikte olduğu da yadsınamaz bir gerçek.
Özellikle genç okuyucu kitlesinin heyecanla takip ettigi bu kitap serisi, pek çok ülkenin anadiline çevrilmiş, yayınlandığı ülkelerde ikinci el kitap satışlarının en çok aranan kitapları arasındaki haklı yerini korumaktadır.
72. FERRASİNİ SATAN BİLGE – ROBİN SHARMA
Herkesin hayatında bir dönüm noktası vardır elbette. Ama yazarımız Robin bu noktaya geldiğinde artık yaşadığı hayatı daha fazla sürdürmek istemediğine karar verir.
Bu öyle bir dönüm noktası olur ki çok sevdiği Ferrasi’ni bile satar. Bu noktadan başlayan Hindistan macerasında, yaşadığı tecrübeler ve Sivana bilgelerinin en yaşlısı Yogi Raman’ la birlikte çıktığı aydınlığa ulaşma serüvenini yaşamasına neden olur.
Aydınlanmaya ulaşmanın gerekliliği olan yedi erdemin hikayesinin anlatıldığı bölüm, okuyucunun zihninde simgelerle bir aydınlanma gerçekleştirmesine kılavuzluk etmektedir
73. SOFİENİN DÜNYASI – JOSTEİN GAARDER
Felsefe tarihini anlamak isteyen okurların, felsefe dünyasının derinliklerinde yollarını kaybetmeden ilerlemelerini sağlama niteliğine sahip bu mükemmel kitap; sadece bir roman olmanın çok ötesinde bir misyona inanılmaz bir vizyonla hizmet ediyor.
Okuyucuyu şaşırttığı gibi düşünmeye de sevk eden sorularıyla yazar, hayatın anlamlandırılması noktasında da Soffie, Alberto, Hilde ve Binbaşı dan yardım almaktan çekinmiyor.
Gençlere yönelik olarak yazdığı felsefe kitaplarıyla tanınan, aynı zamanda kendisi de felsefe öğretmeni olan Gearder ‘in yazdığı bu kitabın kırka yakın dile çevrilmesi ile pek çok ülkenin felsefe dalında en çok satanlar listesinde üst sıralardaki yerini uzun zamandır koruduğunu söylememiz elbette ki sizi şaşırtmayacaktır.
74. OYUNCU ANNE – ŞERMİN YAŞAR
Bu kitaptaki aktivitelerin hepsini olmasa da çoğunluğunu uygulayan bir annenin çocuklarından biri olmayı düşündürecek size.
Bir anne düşünün! yoğun bir iş kadını olmasına rağmen üç çocuk doğurmuş. Ama iş kadını kimliği çocuklarının oyuncu annesi olmasına engel olamamış.
Hatta öyle oyunlar geliştirmiş ki çocukların hayal gücünü zenginleştiren, onların sorgulayan ve öğrenmeye istekli bireyler haline gelmesine çok ciddi katkıları olan oyunlar bunlar.
Kıyafetlerindeki lekelerin onlarla geçirdiğiniz mutlu zamanların madalyaları olduğunu savunur bir nevi. “çocuğum kitap okumuyor. “ diye serzenişte bulunan annelere aslında kendilerinin kitap okumadığı iğnesini batırıyor. Çocuklara halk diliyle örnek olmalarını sağlamak için.
Çocuğun karnını tok, sırtını pek tutmanın yetmediğini, aslolan annelik görevinin bunların yanında ruhunu ve bilincini doyurmak olduğunu vurguluyor günümüzün modern, telefon ve televizyon bağımlısı annelerine.
75. ALLAH DE ÖTESİNİ BIRAK – UĞUR KOŞAR
“Kimsenin kalbini kırma, unutma ki kalpler Allah’ın elindedir! “
Kitabı okuduktan sonra aklınızda hep bir cümle kalır ya hani.
İşte bu cümleyi aklınızdan asla çıkarmamalısınız. Çünkü insanlar eğer bunu bilselerdi bırakın kalp kırmayı o kalbi nasıl şımartacakları konusunda birbirleriyle yarışırlardı.
Peki; Allah ‘a güvenmek size ne kazandırır?
Her şeyden önce nedenleri ve niçinleri çıkartır hayatınızdan.
Keşkeler olmaz mesela .
Çünkü her işin başında ve sonunda tamamıyla Allah‘ a teslim olursa insan başına gelen ne varsa kendi yararına olduğunu bilir.
Tevekkül kelimesinin bir kitapta anlatılması istenseydi Ancak böylesine mükemmel bir kitap çıkabilirdi ortaya.
Uğur Koşar’ın her işimizi Allah’a bırakmakla hayatımızda gerçekleşebilecek mucizeleri anlattığı bu kitabı okuduğunuzda; uzun zaman en çok okunan kitaplar listesinde en üst sıralarda kalmasının nedenini siz de anlayacaksınız.