Kırmızı Pazartesi – Kitap Özeti – Gabriel Garcia Marquez

tarafından
301
Kırmızı Pazartesi – Kitap Özeti – Gabriel Garcia Marquez

Gabriel Garcia Marquez
1982 yılında Gabriel Garcia Marquez’e Nobel Ödülü’nü kazandıran Kırmızı Pazartesi kitabı yazarın çocukken yaşadığı kasabada yaşanmış bir olaya dayanmaktadır. Bu romana yalnızca cinayet romanı olarak bakmak doğru olmaz, aynı zamanda toplumsal davranış şeklinin de bir özetidir. 20. Yüzyılın en önemli yazarları arasında gösterilen Marquez aslen Kolombiya’lıdır. Gazetecilik ve yazarlık yapan Gabriel Garcia Marquez, “Büyülü Gerçeklik” akımının önde gelen temsilcilerinden sayılmaktadır. İlk romanı “Yaprak Fırtınası”’nı, 1952 yılında, ”Hanım Ana’nın Cenaze Töreni”ni 1962 yılında yazmıştır. “Yüz Yıllık Yalnızlık” isimli en güzel eserini ise 1967 yılında Meksika’da kaleme almıştır. 1972 yılında “İyi Kalpli Erendira”,1982 yılında ise “Kırmızı Pazartesi” isimli töre cinayetlerini ve bir kadının bakire olup olmamasının sonuçlarını anlatarak toplumsal bir yaraya değinmiştir. 1985 yılında ise “Kolera Günlerinde Aşk” isimli romanda acı çekmenin ne kadar ulvi bir duygu olduğunu dile getirmiştir. Marquez sinema eserlerine yazdığı senaryolarla da adından söz ettirmeyi başarmıştır. Yazar. 87 yaşındayken Meksika’da bulunan evinde 14 Nisan 2014 tarihinde vefat etmiştir.

Kırmızı Pazartesi Kitap Özeti

Kasabaya yeni taşınmış Bayardo San Roman varlıklı bir adamdır ve bu varlığı kasaba yerlilerinin arasında pek çok dedikodu dönmesine neden olur. Bayardo San Roman sonunda evlenmeye karar verir ve kendine uygun bir eş adayı aramaya başlar. Angela Vicario’yu yoldan geçerken görür ve çok beğenir. Ailesine onunla evlenmek istediğini söylese de kimse onu ciddiye almaz fakat Bayardo bu işin peşini bırakmayarak Angela’yı bulur ve gösterişli bir düğün yapılır. Ancak bu düğün edilen duaların tam aksine uzun soluklu olmaz ve Bayardo, karısını bakire olmadığı gerekçesiyle baba evine bırakır.

Angela’nın erkek kardeşleri Pablo ve Pedro bunu bir namus meselesi olarak görür ve kız kardeşlerine ona bunu kimin yaptığını sorarak baskı yaparlar. Sonunda bakire olmayan kızın ağzından çıkan isim Santiago Nasar’dır. İki kardeş bu lekenin silinmesi için Santiago Nasar’ı öldürmeye karar verir ve hiddetle evden çıkarlar. Bu sırada kasabaya psikopos gelecektir ve bütün kasaba halkıyla beraber Nasar da onu karşılamak için limandadır.

Pablo ve Pedro kardeşler, Nasar’ı beklemek için meyhaneye otururlar ve herkese de onu öldüreceklerini söylerler. Adeta birinin onları engellemesini istiyor gibilerdir. Bu haber bütün kasabaya yayılır fakat bir tek Nasar öldürüleceğinden habersizdir. Belediye başkanı ikiliyi bulur ve bıçaklarını ellerinden alarak bu işten vazgeçmelerini söyler ancak iki kardeş başka bıçaklar alarak Nasar’ı beklemeye yeniden koyulurlar.

Sonunda Nasar geri döndüğünde insanlar onu yolundan çevirmeye çalışır. En son, nişanlısı onun verdiği hediyeleri kendisine iade ederek ayrılır. Nasar ne olduğunu bir türlü anlamamaktadır. Bu sırada kardeşler onun peşine düşmüştür. Nasar eve giden yola girdiğinde annesi pencereden Pablo ve Pedro’nun eve doğru koştuğunu görür fakat Nasar’ın geldiğini göremez. Koşarak gider ve kapıyı Nasar’ın orada olduğunu bilmeden kapatır. Bu da son hamledir. Kardeşler Nasar’ı bıçaklarlar ve Nasar girmeyi başardığı evinin mutfağında son nefesini verir.
Bir İdam Mahkumunun Son Günü- Kitap Özeti- Victor Hugo