Ferit Edgü Hakkari’de Bir Mevsim kitabı ilk olarak “O” adıyla basılmıştır. 1983 yılında filme çekilmesinin ardından kitabın adı Hakkari’de Bir Mevsim olarak değiştirilmiştir. İlk defa 1977 yılında yayımlanan roman,Ferit Edgü asker-öğretmen olarak görev yaptığı Hakkari’deki köyü ve orada yaşadıklarını çarpıcı bir dille anlatır.Sinekli Bakkal-Halide Edip Adıvar Kendisinin edebi kişiliği de Hakkari’den önce ve sonra olmak üzere iki bölüme ayrılmış gibidir. Bu köy ve orada yaşadıkları yazarın hayata bakış açısının değişmesine neden olmuştur. Hakkari’de Bir Mevsim kitabı konusu itibariyle yazarın yaşadıklarını çarpıcı bir dille okura aktarmasıdır.
Ferit Edgü 1936 yılında İstanbul’da doğmuştur. Çocukluk yılları II. Dünya Savaşı’na denk gelen yazar İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’nde eğitim görürken Almanya’ya ve Paris’e giderek eğitimini buralarda tamamlamıştır. Yazın hayatına şiirle başlamış ve üç adet roman yazmıştır. Bunlardan Hakkari’de Bir Mevsim ikinci romanıdır.
Hakkari’de Bir Mevsim / Kitap Özeti
Kitabın ana karakteri Hakkari’nin Pir köyüne gemisi vuran bir denizci olduğunu düşünmektedir. Geçmişini hatırlamaz ya da hatırlamak istemez. Köyün etrafında deniz olmadığını bilmesine rağmen gemisi parçalanmış bir kaptan olduğundan emindir. Pir köyünde öğretmenlik yapacaktır. Bu köy kış geldiğinde ve karlar yolları kapattığında ilçeyle, şehirle hatta bütün dünyayla iletişimi kesilen dağ başında küçük bir köydür.
Muhtar onu eskiden okul olarak kullanılmış tek göz bir odaya götürdüğünde şaşırır. İçerisi harabe gibidir. Defter, kitap hiçbir şey yoktur. Bütün bu ihtiyaçları karşılamak için bin bir zorlukla şehre gider çünkü şehre gidebilmek için araç yoktur, insanlar at üzerinde seyahat ederler ya da yaya olarak gidiş geliş yaparlar. Öğretmen şehirde Milli Eğitim Müdürlüğüne gider fakat buradaki insanlar ona karşı ilgisiz tavırlar sergilerler. Bu yüzden buraya sürgün geldiğini düşünür. Geceyi orada geçirir ve sabah kendisine gönderilmiş mektupları, belgeleri almak için valiliğin kapısına gider. Alır da fakat bunların hepsi açılmış ve yabancılar tarafından okunmuştur.
Kitapçı görür, bu şehirdeki tek kitapçıdır ve bir Süryani tarafından işletilmektedir. Süryani ona bazı kitaplar ve bir de harita hediye eder. Öğretmen köye geri döndüğünde getirdiklerini çocuklara dağıtır. Köyde bir bebek hastadır. Öğretmeni bebeğe bakması için götürürler. Niye onu bebeğe götürdüklerini bilmese bile başına gider ama o sırada bebek ölür. Bu bebek ölümlerinin ilkidir ama öğretmenin içini parçalamıştır. Bebeğin başında ağlar.
Köyde tuhaf insanlarla tanışır. Bunlardan biri de Halit’tir. Halit kendisinin de öğretmen gibi yabancı olduğunu bu yüzden iyi anlaşacaklarını söyler. Öğretmen ilk başta ondan hoşlanmasa bile zaman geçtikçe konuşabileceği tek insan olarak Halit kalır. Halit bit kaçakçıdır, köyde pek sevilmez.
Bebek ölümleri devam eder, öğretmen ne yapacağını bilemez ama daha aldıkları birkaç nefes varken toprağa giden bu bebeklere de yüreği dayanmaz. Valiliğe ve Sağlık Bakanlığına birer dilekçe yazar ve gönderir.
Bu sırada şehre gider ve kitapçının kapandığını görür. Şehirdeki tek kitapçı da kapanmıştır. İçi sıkılır. Köye geri döner. Kar yağmaya devam eder ve geceleri de tipi vardır. Rüzgar uğuldadıkça öğretmen yabancı hisseder kendini.
Öğrencileriyle başlarda anlaşamaz. Birbirilerinin dillerini çok az bilirler ama gün geçtikçe ortak kelimeler buldukça anlaşmaya başlarlar. Kendisine tanımadığı insanlardan mektuplar gelir. Hepsi de onu tanıyordur ama o hepsini tanımazlıktan gelir. Cevap yazmaz.
Karlar erir ve bir müfettiş köye gelir. Kaçmadığı için öğretmeni tebrik eder ve okulu istediği zaman kapatabileceğini söyler. Çocuklara son dersini yapar ve onlara ne öğrettiyse unutmalarını söyler çünkü hepsine başka bir dünyanın bilgisini öğretmiştir ama Pir köyünde işler dünyanın geri kalanından farklıdır. Okulu kapatır, herkes onu uğurlar.
Öğretmen bir tekneye binerek Pir’i terk eder.
Saftrik Greg’in Günlüğü 2- Rodrick Kuralları