Victor Hugo
Victor Hugo Fransız edebiyatının en ünlü isimlerinden biridir aynı zamanda romantizm akımının da en tanınmış yazarları arasında yer alır. Fransa’da ayaklanmaların ardından Kurucu Meclis’e katılmış, milletvekilliği yapmış ve toplumsal sorunlara eğilmiştir. Hugo’nun gördüğü bir idamdan etkilenerek yazdığı Bir İdam Mahkûmunun Son Günü mahkûmun ağzından kahraman bakış açısıyla anlatılmıştır. Olaylardan çok mahkûmun son ana kadar düşündüklerine yer vermesi açısında okuyucuya sanki idam edilecek kişi kendisiymiş gibi hissettiren bir özelliğe sahiptir. Victor Hugo kitaba yazdığı önsözde idam cezası için insanlık dışı olduğundan ve kaldırılması gerektiğinden bahseder.
Bir İdam Mahkumunun Son Günü Kitap Özeti
Mahkûm, işlediği bir cinayet yüzünden hüküm giymiştir ve mahkeme sonunda onun idamına karar verir. İdam gününe kadar mahkûm pek çok şey düşünür. Af çıkacağını ve bir şekilde affedileceği umudunu taşır sürekli. İdam günü yaklaştıkça da kendi ölümünü ve ölümünün ardından olacakları düşünür. Annesini, karısını ve kızını getirir aklına. O idam edildikten sonra hayatlarının nasıl olacağını tasavvur etmeye çalışır. Kendi işlediği suç yüzünden onların da ceza çekeceğini o olmadan hayata nasıl devam edeceklerini düşünür. Kızı henüz çok küçüktür ve büyüdüğü zaman işlediği cinayet yüzünden idam edilecek babasını hatırlayamayacaktır bile. Tabi eğer yoksulluktan ölmezse.
İdam gününden önce gardiyanlar onu alır ve ölümle cezalandırılmış insanların bekletildiği odaya bırakır. Bu odada cezası uygulanmış başka mahkumların yazıları vardır. Bu mahkumlar hayatları sona ermeden önce alelacele dünyada bir iz bırakmak istermiş gibi duvara bir şeyler karalamıştır. Bütün bunlar mahkûmu tedirgin eder ve ölmek istemediğini düşünmeye başlar. Başka katillerin yazılarını okudukça kendi suçunu sorgular. Ona bu cezayı verenlerle, kralla kendisini karşılaştırır ve aralarında bir fark bulunmadığını düşünür.
Son gecesinde ona bir rahip gönderirler. Günahlarından arınması için rahiple konuşması gerekir. İdamdan önce görmesi için kızını getirirler. Kızı çok küçük olduğu için neler olduğunu anlamaz. Onu bırakmak adama çok ağır gelir.
İdamı halka açık yapılacaktır. İdam sehpasının kurulduğu alanda insanlar onun ölümünü izlemek için toplanmıştır. Mahkûm bunu çok acımasızca bulur ama elinden gelen bir şey yoktur. Titreyerek idam sehpasına doğru yürür. Satranç- Kitap Özeti – Stefan Zweig