Yazarı :Ahmed Hulusi
Bilimsel bakışa göre;
Gerçeği anlayabilirsek, fark ederiz ki, bu dünyadan ayrılan bir bilincin, daha sonra herhangi bir şekilde veya tarzda
yeniden bir bedene girmesi; ve o bedenle bu dünyada yaşamına devam etmesi söz konusu olamaz!.. Çünkü, daima ileri
doğru bir gidiş var!
Biyolojik beden yaşamındayken, bir tür holografik ışınsal boyuttaki yaşama; holografik astral bedendeki yaşam devam
ederken, bilinç boyutuna bir sıçrama yapabilirsek; sonra da varlığın özüne yönelip, O “Öz”de kendimizi bulabilirsek,
bilinç yollu olarak önce daha evvelki katmanlardaki yapımıza, ve dahi gerçekte hiçbir zaman var olmadığımız gerçeğine
erişebiliriz.
Bu nasıl gerçekleşir?..
Elbette bu, önemli bir nokta… Bunun da üstünde önemle durmak gerek! Ancak, bunun üstünde durmadan evvel, şu
gerçeği fark etmeye çalışsak?..
Varlığımız, gerçeği itibarıyla yalnızca “yok”tan var olmuş “bir bilinç” olmasına rağmen, nasıl oluyor da kendimizi, bu et-
kemik beden kabullenme hâline düşüyoruz?.. Ve kendimizi bir DÜNYA’lı olarak benimsiyoruz?..