Aşkın Gözyaşları (Şems-i Tebriz’i)-Özet- Sinan Yağmur

tarafından
450
Aşkın Gözyaşları (Şems-i Tebriz’i)-Özet- Sinan Yağmur

Aşkın Gözyaşları Şems-i Tebriz’i
Aşkın Gözyaşları serisinin ilk kitabı Olan Şems’i Tebriz’i Mevla’nın Mevlana oluşunu da özetlemektedir bizlere. Onlara yakıştırılan çirkin söylemler ve yaftalara inat İlahi ilah aşkını arayan bu iki büyük âlim ve aşkı bulmalarının hikâyesine değinilmiştir.
Yazar Sinan Yağmur, bu serinin pek çok kitabını yazmış ve devam etmektedir. Kendisi aslen öğretmen olan yazar kitapların kendisine ilham edildiğini ve yazdırıldığını savunmaktadır.
Özet
Asıl adı Muhammed olan Şems Tebriz’de dünyaya gelir. Dedesi gibi asi yaradılışlı ve sert bir mizaca sahip olan Şems 7 yaşında Kur’an-I Kerim’i hıfz eder.Zaten medresede de duramaz ve daima okuldan kaçar. Bir gece teheccüt namazı akabininde uyuyakalır ve rüyasında Şems suresini görür. O günden sonra adı Şems olarak kalır.
Ölmek üzere olan hastaların yanından ayrılmayan Şems ölü yıkanan yerlerde yatmaya başlar. Tabutta dahi uyumuşluğu vardır. Hiç yemek yemese bile kuvveti eksilmezdi. Uzun boylu ve yapılı bir çocuktu. Daima ölümü düşünür ve gönlüne bir aşk arardı.
Babası çare olarak oğlunu Şam’a gönderdi. Şam’da aradığı aşkı bulamayan Şems, kendini yollara vurur. Hacca gider ama aradığı aşkı orada da bulamaz. Şam’daki hocasının aradığını Konya’da bulacağını söylemesi üzerine Konya’ya doğru yola çıkar. Konya da Herkesin saygı duyduğu Mevlana ile karşılaşır ve oraya yığılıp kalır.
Gözünü açtığında karşısında Mevlana’yı bulunca aradığı aşkı bulduğuna inanmaya başlar. Ancak kalbi tam anlamıyla mutmain olmaz. Ondan kendisine kadın ve içki getirmesini ister. Mevlana isteklerini ikiletmez ve gider getirir. Şems böylece aradığını bulduğuna inanır.
Birlikte çıktıkları aşkı bulma yolculuğunda günlerce oruç tutarak ibadet ederler. Artık Konya halkı Mevlana’yı göremez olmuştur. Şems’in onu onlardan uzaklaştırdığını düşünerek kıskanırlar. Bu durumun farkına varan Şems memleketine döner. Orada da duramaz ve Afganistan ‘a gider.
Mevlana ise Şems gidince yaşamakta zorlanmaya başlar. Şems’e dönmesi için mektuplar yazar. En sonunda Şems de dayanamaz ve Konya’ya geri döner. Mevlana Şems bir daha gitmesin diye üvey kızı Kimya Hatun ile evlendirir. Kimya Hatun çok fazla yaşayamaz ve ölür. Eşinin ölümünden sonra yıkılan Şems sessizliğe bürünür. Artık Mevlana’yı daha iyi anlamaktadır.
Eşi öldükten sonra Şems’e haşhaşilerden bir taş ve adres gelir. Şems Şekerciler Hanı’na gittiğinde orada 7 derviş ve 7 oda bulur. Her birinin sorularını cevaplayarak son odaya j-kadar gelir. Tebriz’de Şems’in rezil ettiği şeyhlerinin intikamını almak üzere Şems’i öldüreceklerini söyler.
Şems sadece Mevlana ile vedalaşmak üzere izin alarak gider. Her şeyi Mevlana’ya anlatarak vedalaşır ve geri gelir. Abdest alıp namaza durduğu sırada bıçaklanarak öldürülür. Cesedi kuyuya atılır. Mevlana cesedin bulunduğu kuyudan çıkartılmasını ve Meram Bağlarındaki evin bahçesine gömülmesini sağlar.
Ertesi sabah yeşil bir mendil içinde bir mektup alan Mevlana olduğu yere bayılır. Mektup Şems’ten gelmektedir.